Cookies help us deliver our services. By using our services, you agree to our use of cookies. Learn more.
  • Log In
  • Register
CEEOL Logo
Advanced Search
  • Home
  • SUBJECT AREAS
  • PUBLISHERS
  • JOURNALS
  • eBooks
  • GREY LITERATURE
  • CEEOL-DIGITS
  • INDIVIDUAL ACCOUNT
  • Help
  • Contact
  • for LIBRARIANS
  • for PUBLISHERS

Content Type

Subjects

Languages

Legend

  • Journal
  • Article
  • Book
  • Chapter
  • Open Access
  • Philosophy
  • Social Philosophy

We kindly inform you that, as long as the subject affiliation of our 300.000+ articles is in progress, you might get unsufficient or no results on your third level or second level search. In this case, please broaden your search criteria.

Result 6081-6100 of 6792
  • Prev
  • 1
  • 2
  • 3
  • ...
  • 304
  • 305
  • 306
  • ...
  • 338
  • 339
  • 340
  • Next
What can Psychoanalysis Reveal us About Spinoza's Life and Work?

What can Psychoanalysis Reveal us About Spinoza's Life and Work?

Author(s): Marius Dumitrescu / Language(s): English Publication Year: 0

Spinoza wrote the most fascinating politico-philosophical texts during his life, because these were intertwined with his life, with the events he attended and actively involved in, hoping for a reformation of the world in which he lived. Theologico-Political Treatise and On the Improvement of the Understanding reveal us that Spinoza does not belong to eternity, but to his time. He was a thinker who wrote first of all for its contemporaries, for the people of the 17th century.In this paper I will analyze in the psychoanalytic key these two texts and the context in which they were elaborated because we can better understand the philosopher's reaction to the events of his time.Firstly, I will point out that these two treaties wrote by the Dutch philosopher captured the spirit attempt to maintain its thinking independence on emotional tensions that threatened to throw the soul of man in the whirl of regrettable events and actions. Secondly, I will show that Spinoza, a man of his time, was directly involved in the complicated process that aimed solutions for a spiritual unification of the old continent in the second half of the 17th century. He was able to experience a vast array of emotional states ranging from ambivalence to fear and despair and from resignation to enthusiasm in front of scientific and political realities which were on the way to be acomplish in the favorable conditions of the new Europe that emerged after Peace of Westphalia.

More...
Parental Roles in The Portrait of a Lady: Matches and Mismatches
5.00 €

Parental Roles in The Portrait of a Lady: Matches and Mismatches

Author(s): Nicoleta-Mariana Iftimie / Language(s): English Publication Year: 0

The doctrine of the ‘separation of spheres’, prevalent in 19th century Victorian England, attributed to women the roles of obeying daughters, submissive wives and dutiful mothers. Such roles were to be played within the narrow confines of the house, symbolized by the domestic, private sphere. The ideal woman, the ‘angel in the house’, was seen as a pure, pious, weak, dependent, fragile, self-sacrificing wife and mother. She was bestowed the major role in raising the children and taking care of the house. Men, the bread-winners, belonged to the social or public sphere and were seen as active, independent, strong and dominant.The Portrait of a Lady, belonging to James’ early period of creation and regarded as one of his best novels, introduces a wide gallery of feminine and masculine characters: sisters and brothers, wives and husbands, mothers and fathers. Thus, Isabel Archer, Madame Merle, Lydia Touchett, Mrs. Osmond and Amy Gemini, apart from other roles played in the novel, appear, to a greater or lesser extent as mothers in James’ text. On the other hand, Daniel Tracy Touchett, Gilbert Osmond and Isabel’s father are attributed the role of paternal figures.To what extent do these characters comply with the parental roles attributed by the patriarchal 19th century Victorian society? How motherly are the mothers and how fatherly are the fathers that populate James’ novel? The paper analyses the characters in The Portrait of a Lady in terms of their conformity to and/or departure from the mother and father roles prescribed by the society of the time.

More...
Cu privire la conceptul „Sfârșitul / Moartea filosofiei” din perspectiva fenomenelor cultural-didactice actuale

Cu privire la conceptul „Sfârșitul / Moartea filosofiei” din perspectiva fenomenelor cultural-didactice actuale

Author(s): Valeriu Parnovel / Language(s): Romanian Publication Year: 0

The present paper is a study of the modern of „the crisis of Philosophy” in the realm of the new cultural and educational phenomena, such as, the penetration of Philosophy in all spheres of education, the establishment of the International Olympiad in Philosophy for school pupils, of the International Day of Philosophy, the development of the “Children’s Philosophy”. The approach of confrontation allows to present the crisis of Philosophy not as its decline, but vice versa, as a turning point towards its Socratic model of existence.

More...
The Communication Background of Philosophical Counseling

The Communication Background of Philosophical Counseling

Author(s): Aurel Codoban / Language(s): English Publication Year: 0

Paul Watzlawick is considered a theoretician of communication and radical constructivism, with comments in the fields of family therapy and general psychotherapy. And philosophical counseling appears as a communicative practice, which uses philosophy as the most formalized semantics of human culture. The work of Paul Watzlawick, Pragmatics of human communication… should be considered theoretical prolegomena to any philosophical counseling. Unlike other therapies, philosophical counseling does not produce its content, which belongs to the history of philosophy and human spirituality in general, but, according to the post-modern formula, redistributes it through communication.

More...
Octavia Butler’ın Yavru Kuş Romanında Posthüman  Vampir-insan Eyleyiciliği
4.50 €

Octavia Butler’ın Yavru Kuş Romanında Posthüman Vampir-insan Eyleyiciliği

Author(s): Pelin Kümbet / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Amerikalı bilimkurgu yazarı Octavia Butler’ın Yavru Kuş (Fledgling 2005) romanının ana karakteri olan genetiği değiştirilmiş, siyahi vampir, Shori, insana ait genetik materyalinin ve siyahi bir insan DNA’sının genlerine dahil edilmesinin bir sonucu olarak “normal” insan/i özellikler(i) göstermektedir. Bu bağlamda, posthüman melez (hybrid) ırkın temsilcisi ve İna vampir topluluğunun istisnai bir üyesi olan, ancak aynı zamanda insan/i özelliklere ve insan/i duygularına/duygulara da sahip olan Shori, romanın posthüman bağlamsal çerçevesi içinde, en önemlisi insan ve insan olmayan ikililiği başta olmak üzere sayısız ikiliklerin sınırlarının yıkıldığının somutlaşmış temsilidir. Butler, insan DNA’sı entegre edilmesinin sonucunda posthüman melezliği (hybrid) sayesinde insanla insan olmayan canlıları ayıran eşikte (threshold) yer alan Shori aracılığıyla, insan ve insan olmayan canlılar hakkında uzun süredir devam eden, yerleşmiş fikirleri, ayrımları ve özellikle hümanist ideolojileri yerinden sökmektedir. Shori, bu posthüman müdahale sonucunda güneş ışığına tahammül edebilir, insanlarla ortakyaşam/simbiyotik yaşam oluşturabilir ve diğer akrabalarından daha çevik, daha güçlü ve daha üstün olup daha iyi işlev görebilir hale gelmiştir. Octavia Butler, tüm ustalık ve zekikurmaca yeteneğiyle, bilinen ideolojik ve ötekileştirilmiş vampir olgusunu ve vampir ögelerini eserinde inşa etmekle beraber, aynı zamanda vampirler hakkında bize sunulan alışılagelmiş ve yerleşmiş fikirleri de yapıbozumuna uğratmaktadır. Romanın odağındaki Shori aracılığıyla bu bölüm, özellikle insan ve insan olmayan arasındaki yerleşmiş çizgilerle belirlenmiş sınırları bulanıklaştırarak, ırk, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsellik ve öznellikle ilgili özcü kavramları sorgulamaktadır ve insanı insan yapan şey nedir sorusunu sormaktadır. Butler’ın birbirine bağımlı ve sürekli olarak birbirleriyle “içtenetkimede bulunan” (intra-action) vampir ve insan ortakyaşarlar/simbiyontlar (symbionts) yaratması, maddesel insan bedenlerinin bir fildişi kule içinde izole edilmemiş ancak birbirleriyle ve çevreleriyle posthüman dolaşıklık (posthuman entanglement)içerisinde bir ilişki ağına girmiş olduğunu anlamamız için bir çerçeve oluşturur. Karen Barad ve Stacy Alaimo’nun posthüman kuramlarına dayanan bu çalışma, insan bedenselliğinin, içtenetkimeli (intra-active) akış yoluyla geri kalan insan olmayan dünyayla nasıl eşzamanlı olarak birlikte hareket ettiğini incelemektedir.

More...
Posthümanizm Bağlamında Doğu-Batı Halk Hikâyelerindeki İnsan-Hayvan İlişkileri: Karşılaştırmalı Bir İnceleme
4.50 €

Posthümanizm Bağlamında Doğu-Batı Halk Hikâyelerindeki İnsan-Hayvan İlişkileri: Karşılaştırmalı Bir İnceleme

Author(s): Ülfet Doğan Arslan / Language(s): Turkish Publication Year: 0

İnsan, yaşama tutunabilmek adına kendini tanımlama, içinde yaşadığı evreni anlama ve kendinin evrendeki yerini bulma çabası içerisinde olmuş, bunu yaparken de hep “ötekine” ihtiyaç duymuştur. Çevresini anlamaya çalışan insan, ötekini tanımladıkça öteki olmayan olarak kendi pozisyonunu sağlamlaştırmış ve kendini hem doğa hem de hayvandan koparak biricikliğini ilan etmeye girişmiştir. İnsanın doğadan ve hayvandan bu kopuşunun, Batı toplumlarında Doğu toplumlarına nazaran daha hızlı olduğu görülmektedir. Çünkü Batılı Aydınlanma, “hayvanların bitkilerden, insanların hayvanlardan, erkeklerin kadınlardan, özgür yurttaşların kölelerden daha iyi” (Aristoteles 26-35) gibi sınıflamalar barındıran Antik Yunan geleneğini merkezine almıştır. Buna ek olarak Batı’nın hızla kapitalistleşen yaşam biçimleri, Hristiyan geleneğin erilliğini imleyen bir Tanrı algısıyla birleştiğinde de Batılı bireyin rasyonalist, pragmatik, insanmerkezci oluşu kaçınılmaz hale gelmiştir. Zira Batılı bu düşünce siteminin yegâne amacı, türcülük gibi ideolojilerden de yararlanarak insanı yaşadığı doğadan ve yaşam alanını paylaştığı hayvandan ayırmak ve onlardan mümkün olduğunca çok fayda sağlayabilmektir. Fakat modern yaşamın kapitalist pratiklerinin kesintisiz idamesi sonucu ortaya çıkan doğal kaynakların giderek azalışı, çevre kirliliği, iklim değişikliği ve bazı türlerin yok oluşu gibi meseleler modern insanı kendi varlığının devamı konusunda kaygıya sürüklemiş, bu nedenle insanın doğa ve hayvan ile olan ilişkisinin yeniden sorgulanması ihtiyacı hâsıl olmuştur. Bu sorgulamalarla beraber insan yaşamının sürdürebilirliği için doğaya ihtiyaç duyulduğu ve insanın kendisinin de evrenin doğal döngüsü içerisinde bir özne değil aynı zamanda nesne de olabileceği gerçeği gündeme gelmiştir. Bu bağlamda insanötesiliği ele alan Posthümanizm, geçmişin antroposentrik ve hümanist varsayımlarının sınırlarını, türler hiyerarşisini ve insanlığın geleceğini bilimsel,teknolojik ve kültürel boyutlarıyla yeniden tartışmaya açarak bilim, teknoloji, kültür, felsefe ve tarih gibi birçok alanda yeni değerlendirmelere olanak sağlamıştır.

More...
Zamanın Bedensel Dönüşümü: Osmanlı Gelecek Anlatılarında Posthümanist ve Transhümanist İzler
4.50 €

Zamanın Bedensel Dönüşümü: Osmanlı Gelecek Anlatılarında Posthümanist ve Transhümanist İzler

Author(s): Seda Uyanık / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Modernitede tarihsel zaman anlayışı, döngüsel olmaktan çok doğrusal ve art zamanlı şekilde, düz bir çizgide ilerler. Bu çizginin sonu olan ölümü yaşamın uzantısı olarak gören anlayış, –hayatın sonluluğunu denetleyebilir olmasının insana verdiği güçle– yerini ölümü dışlayan, yaşam ile ölüm arasına keskin sınırlar çizen bir anlayışa bırakmıştır. Dolayısıyla insana ölümlülüğü hatırlatan bütün imgeler, insan eliyle toplumsal yaşam alanlarının dışına çıkarılmıştır. Bazı kutsal öğretilerde kendine yer bulan ölüm sonrası hayat ve cennet imgesi, toplum düzenini mükemmel dünya tasarımları içerisine sığdırmaya çalışan ve kendini Tanrısallaştıran insan tarafından dünyevileştirilmiştir. Jean Baudrillard’ın dediği gibi modern toplumlarda kapitalist düzen, ölüler ve yaşam arasındaki birliği parçalamakta böylelikle iktidarların var olabilmesi ve ileride tüm yaşamı sınırları içine alabilmesi için önce ölümü denetlemeye çalışmaktadır (Baudrillard xiii). Söz konusu eğilim de insanın parçası olduğu dünyevi iktidar uzamlarının yeniden üretilip güçlenmesine ve ölüme meydan okuyan insanı denetim altına almasına neden olmuştur. Bu dürtüyle hareket ederek doğasına, özüne yabancılaşan ve kendi kurduğu üretme-tüketme kültürünün öznesi hâline gelen insan, tüm kutsiyetlerinden sıyrılmış olur. Bahsedilen eğilimin teolojik bağlamdaki dönüşümü ise dikkate değerdir.

More...
SOCIAL MECHANICS: FROM LEIBNIZ TO PARETO

SOCIAL MECHANICS: FROM LEIBNIZ TO PARETO

Author(s): Vincenzo Cioci,Antonino Drago / Language(s): English Publication Year: 0

This work suggests in a parallel way to mechanical laws a series of social laws concerning the social conflict; a high level of development of this subject is recognised by collecting several contributions. The first laws derive from the social meaning that Leibniz attributed to the impact of elastic bodies. Later, the great strategist Lazare Carnot who compared the defence of strongholds and mechanical machines suggested some more laws. In 1910 Spiru Haret (1851–1912) wrote Mécanique sociale (Haret 1910) a handbook on these laws and Pareto tried to formalise the individual’s behaviour inside a market through the principleof virtual displacements.

More...
Bioróżnorodność i różne modele niepełnosprawności w kontekście filozofii Michela Foucaulta

Bioróżnorodność i różne modele niepełnosprawności w kontekście filozofii Michela Foucaulta

Author(s): Milena Trojanowska / Language(s): Polish Publication Year: 0

Disability is a phenomenon considered from different perspectives. I suggest tracking the history of the perception of disability with an indication of the dominant ways of perceiving this phenomenon at a given period of time. The analysis is conducted with particular emphasis on the attitude developed by Michel Foucault. The knowledge presented by Foucault regarding authority, body, disability and change is treated as a framework to which the emerging models of disability, in particular the medical, functional and social, is written in turn. This review and analysis is intended to lead to a place where the view on the biodiversity as an opportunity to escape from the management, power over disabled bodies. As a result of this work, the final section of the text presents an analysis of the theoretical situation of the lack of power of other members of society over people with disabilities.

More...
Kant i Hippel, czyli obywatelskość jako wartość

Kant i Hippel, czyli obywatelskość jako wartość

Author(s): Leon Miodoński / Language(s): Polish Publication Year: 0

This article deals with the comparative approach of two philosophers of the German Enlightenment Immanuel Kant and Theodor Gottlieb von Hippel in the context of socio-political issues, primarily civil society, civil rights and civility. The article consists of three parts. First part – presentation of the era of Frederick II, in particular the concept of state reform, the formation of bourgeois consciousness and the role of Freemasonry. The second part focuses on the semantic analysis of the notion of “citizen” and the question of the change that took place at the end of the eighteenth century, namely the transition from the original meaning of “city dwelling” to a political and legal meaning. Kant’s practical philosophy takes up this theme. The third part is devoted to the analysis of the concept of “citizen” and the conditions and prospects for the development of civil society in the philosophy of Kant and Hippel. Hippel’s concept can be considered secondary to Kant’s. Nevertheless, both approaches – Kant’s and Hippel’s – grow out of the spirit of the age, the expectation of change, the prospect of a better world to come.

More...
Kłopoty z demokracją dziś

Kłopoty z demokracją dziś

Author(s): Andrzej Szahaj / Language(s): Polish Publication Year: 0

The text is devoted to the problems of today democracy. Author tries to identify several of them. Very important are those which are connected with lack of liberal component in democracy (phenomenon of so called “unliberal democracy”). But he especially focuses on threat for democracy which is caused by today liberalism (neoliberalism) which inserts the economical dimension of social life above the political one. The main thesis of the text is that this process of depolitization of economical decisions is very dangerous for the democarcy because it makes it unimportant and even redundant for the citizens. It shows also that traditional connection of democracy and capitalism is not necessary and can be linked with the short period of Western history only.

More...
Giriş: Çokdisiplinli Posthümanizm/ler
15.00 €

Giriş: Çokdisiplinli Posthümanizm/ler

Author(s): Pelin Kümbet,Sümeyra Buran / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Posthümanizm Serisinin ikinci editöryal kitabı olan Çokdisiplinli Çalışmalarda Posthümanizm, bilimsel, teknolojik, çevresel, medikal ve aynı zamanda sosyokültürel gelişim, değişim ve dönüşümler ışığında, posthümanist teorilerin ve yaklaşımların çokdisiplinli çalışmalarda nasıl kavramsallaştığını ve evrimleştiğini incelemektedir. Bu bağlamda bu kitap, posthümanizm ile çeşitli farklı disiplinler arasındaki ilişki ve etkileşimi posthümanist kuramsal yaklaşımlar çerçevesinde derinlemesine analiz ederken, posthümanist yaşamların yansımalarını bu farklı çeşitlilikteki disiplinlerde tartışmakta ve bunların nasıl vuku bulduklarını mercek altına yatırmaktadır. Bu yenilikçi çalışmada posthümanizmin feminizm, ekoeleştiri, biyo-politika ve transhümanizm gibi çağdaş kuramlarla sinema, sahne sanatları, tiyatro, performans, dans, müzik, biyosanat, biyoetik, felsefe, tıp, mühendislik, uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi gibi birbirinden birçok yönden ayrılan farklı disiplinle ve yaklaşımla olan yakın ilişkisi, bu kuramlara katkıları ve bu kuramların posthümanizmden nasıl beslendiği incelenmektedir. İnsan ve insan olmayan yapılar arasındaki uçurumlar azaldıkça, teknolojik, biyolojik ve çevresel etkenler arasındaki sınırlar aşındıkça ve en önemlisi yerleşmiş ve genel geçer “normal” ve/veya “doğal” algısına meydan okuma farklı disiplinlerde de yaygınlaştıkça, bu disiplinlerdeki posthüman yaklaşımlar bir dizi etik, felsefi, sosyal, politik, kültürel ve sanatsal soru ve yaklaşımı da beraberinde getirmiş ve çözüm yolları aramıştır.

More...
Posthümanist Edimsellik: Maddenin Nasıl Maddeleştiğini/Önem Arz Ettiğini Kavramaya Doğru
15.00 €

Posthümanist Edimsellik: Maddenin Nasıl Maddeleştiğini/Önem Arz Ettiğini Kavramaya Doğru

Author(s): Karen Barad / Language(s): Turkish,English Publication Year: 0

Language has been granted too much power. The linguistic turn, the semiotic turn, the interpretative turn, the cultural turn: it seems that at every turn lately every “thing”—even materiality—is turned into a matter of language or some other form of cultural representation. The ubiquitous puns on “matter” do not, alas, mark a rethinking of the key concepts (materiality and signification) and the relationship between them. Rather, it seems to be symptomatic of the extent to which matters of “fact” (so to speak) have been replaced with matters of signification (no scare quotes here). Language matters. Discourse matters. Culture matters. There is an important sense in which the only thing that does not seem to matter anymore is matter.

More...
Post-Hümanizm ve Posthümanist-Feminizm
15.00 €

Post-Hümanizm ve Posthümanist-Feminizm

Author(s): Meryem Ayan / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Post’lar veya Postizm Çağı olarak da adlandırabileceğimiz bir dönemde, pek çok kavram post ön ekiyle akademik hayatta ve çalışmalarda yer edinmiştir. Bu makalede ele alınacak olan Post-hümanizm ve Posthümanist Feminizm, post ön ekiyle türetilen kavramlardan sadece iki tanesidir ve içinde yaşadığımız Post Çağı’nın en çok tartışılan kavramlarındandır. Post-modernizm ile başlayan post ön ekinin kullanımı, farklı kavramlarla ilişkilendirilerek karma ve bağlantılı kavramlar oluşturduğu görülmektedir. Bu çalışmada amaç, Post-hümanist bağlantılı Feminizm anlayışını, değişimini ve gelişimini Posthümanist-Feminizm olarak ele almaktır.

More...
Uluslararası İlişkilerde Posthümanist Dönüşüm: Yeni Materyalizm, Ekolojik Kriz ve Küresel Siyaset
15.00 €

Uluslararası İlişkilerde Posthümanist Dönüşüm: Yeni Materyalizm, Ekolojik Kriz ve Küresel Siyaset

Author(s): Yelda Erçandırlı / Language(s): Turkish Publication Year: 0

İstikrarsız bir küresel iklim, canlı çeşitliliğinin ve ormanların azaldığı, buzulların eridiği, kuraklıkların arttığı asit yağmurlarının başladığı, salgın hastalıkların geçmişe oranla çok daha sık yaşandığı bir yüz yılda yaşıyoruz. Benzeri görülmemiş bir ekolojik değişimin çağımızı şekillendirdiği bir süreçte, pandemi çağında, sosyal bir disiplin olarak Uluslararası İlişkilerin (Uİ) sosyo-ekolojik süreçleri disiplinin temel varsayımlarına, kuramsal ve kavramsal araştırmalarına entegre etmesi gerektiğine yönelik tartışmalar hali hazırda başlamıştır (Harrington 2016; Burke et al. 2016; Erçandırlı 2021). Buna rağmen Uİ’nin araştırma alanını büyük ölçüde toplumsal dünya ile sınırlayan bir disiplin olduğunu söyleyebiliriz. Büyük güçler arasında savaşın nedenlerini ve barışın koşullarını sorunsallaştırmak amacıyla Birinci Dünya Savaşı’nın hemen sonunda ortaya çıkan Uİ disiplini, 1990’lı yıllarla birlikte devlet-merkezci bir anlayıştan insanı ve toplumsal ilişkileri esas alan eleştirel yaklaşımların da yer aldığı entelektüel bir çalışma alanına doğru evrilmiştir. Ancak eleştirel dönüşümde Uİ kuramı, ana akım yaklaşımlara benzer şekilde, sanki “uluslararası” doğal olandan ayrıymış gibi yalnızca insana ve toplum-toplum ilişkisine odaklanmıştır. Geçtiğimiz yıllarda ise sosyal bilimlerde hızla yükselmeye başlayan yeni materyalist dönüşümden etkilenen posthümanistler, Uİ’nin temel ve yapı ve dinamiklerine eleştirmeye ve disipline hâkim olan, insan-merkezci (anthropocentric) özne anlayışını sorgulamaya başlamışlardır. Bu çalışmanın temel amacı bu yeni ontolojik meydan okumanın Uİ’nin temel dinamiklerini anlamada ve değişime yön vermede önemli açılımlar taşıdığını vurgulamaktır. Bu bakımdan bu çalışma posthümanist Uİ tartışmalarının posthüman multidisipliner çalışmalara farklı boyutlarda yaptığı katkıyı incelemektedir.

More...
Posthümanizm/Transhümanizm Çerçevesinde Yapay Zekâyla Desteklenmiş Çevreci ve İklim Dostu Enerji Kavramına Yaklaşım
15.00 €

Posthümanizm/Transhümanizm Çerçevesinde Yapay Zekâyla Desteklenmiş Çevreci ve İklim Dostu Enerji Kavramına Yaklaşım

Author(s): Selman Çağman / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Yaşamakta olduğumuz dünyada, nüfus artışı, teknolojik gelişmeler ve sınırlı doğal kaynakların tüketilmesi sebebiyle küresel ısınma, iklim değişikliği, sıcaklıkların artması, tarım arazilerindeki verim düşüklüğü gibi küresel ölçekli çevresel sorunlar ortaya çıkmıştır. Teknolojinin de ilerlemesi teknolojide kullanılan kaynak ve enerji tüketimi talebini hızlandırmış, bu talep insanın yaşadığı dünyadaki sınırlı kaynakların hızlı tüketilmesi problemini ve çevresel sorunları beraberinde getirmiştir. Teknoloji, sadece hızla artış gösteren çevresel sorunlara sebebiyet verme-miş aynı zamanda da insanı kendisine bağımlı hale getirmiştir. Teknolojinin insan hayatının vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi, konfor için daha fazla teknoloji bağımlısı haline dönüşen ve bunun sonucu olarak da değişen insan için farklı yaklaşımlar ve söylemler; posthümanizm ve transhümanizm (hümanizm’den evrilerek) ortaya çıkmıştır. Posthüman/insan sonrası dönem olarak adlandırılan bu dönemde teknolojik gelişmelerin gölgesinde, insan-teknoloji-makine (robot) arasındaki bağ hiç olmadığı kadar yakınlaşmıştır. Posthüman çerçevede “[i]nsanlar, çeşitli yaşam biçimleri tarafından oluşturulan melez (hybrid) varlıklardır ve artık diğer yaşam biçimlerinden ayrı olarak ifade edilemezler. Ancak sosyal, kültürel, ekolojik ve politik güler içinde insan ve insan olamayan varlıklar içten-etkimeli olarak ifade edilmektedir” (Kümbet 2020b 70).

More...
Müzik ve Posthüman
15.00 €

Müzik ve Posthüman

Author(s): Elif Aykanat Özcan,Yunus Yapalı / Language(s): Turkish Publication Year: 0

İnsan varoluşundan beri mutlak bir anlam arayışı içindedir. Bu yüzden, kimi zaman doğayla kurduğu ilişkileri, kimi zaman da doğa olaylarını, kendince bir yaklaşımla tanımlama çabasında olmuştur. İnsan, kimi zaman doğayı çözümlemeye çalışırken ondan korkmuş, kimi zaman beslenmiş, kimi zaman onu kutlamış, kimi zaman da onu alt etme arzusu baskın gelmiştir. İnsanın becerilerinin artması, alet yapabilmesi, kullanabilmesi ve sanayi ve teknolojideki atılımlılarla birlikte düşünce biçimi değişmiş, insan bir zamanlar parçası olduğu doğayı ve kendinden başka tüm yaşam formlarını arka plana koyarak, kendini önceleyen bir yapıya bürünmeye başlamıştır.

More...
Posthümanist Ekoeleştiri ve Covid-19: İnsanmerkezcilik Sonrası Doğaya Bakış
15.00 €

Posthümanist Ekoeleştiri ve Covid-19: İnsanmerkezcilik Sonrası Doğaya Bakış

Author(s): Erden El / Language(s): Turkish Publication Year: 0

2019 senesinin sonu ve 2020 senesinin başı dünya tarihine Covid-19 salgınının ortaya çıktığı zaman olarak geçmeye adaydır. Covid-19 salgınının patlak ver mesinden önce insanlığın çok ilerlemiş olduğu ve bu tip ölümcül salgınların bir daha olmayacağı düşünülüyordu. Salgın hastalıklar geçmişte kalmış ve tıp biliminin ilerlemesiyle tarihe karışmış fenomenler olarak değerlendiren anlayışlar da mevcuttu. Eskiden cüzzam hastalarının nasıl tecrit edildiğini eleştiren, bugün BCG aşısı sayesinde artık sorun olmaktan çıkan verem hastalığından, İspanyol gribi ve veba salgınlarından bahseden söylemler oldukça yaygındır. Fakat unutulmamalıdır ki bilimsel gelişmelere rağmen Covid-19 salgını insanlık tarihinin şu ana kadarki en büyük pandemilerinden biridir. Bu gerçek, insanlığı doğa ve onun insan dışı varlıklarla olan ilişkisini sorgulamaya teşvik eder. İnsan dışı bir varlık olan Corona virüsünün insan vücudunda ölüme kadar varabilecek tahribatlara yol açması insan bedeninin kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ve diğer varlıklarla arasında hiyerarşik olmayan bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Bu araştırmanın savı, doğa ile insan ve insan dışı varlıkların aralarındaki ilişkilerin yeniden düzenlenmesi/gözden geçirilmesi gerektiğidir. Edebi eserlerde doğanın nasıl yer bulduğunu araştıran ekoeleştiri ve ona posthümanist bir yorum getiren posthümanist ekoeleştiri bu görevi ayrı ayrı veya birlikte üstlenmektedir. Elbette 1978’- den beri kavram olarak ekoeleştiri bilim dünyasında yer almaktadır ve son dönemde yapılan posthümanist ekoeleştiri tanımı ile birlikte bu iki kuramsal çerçeve göz önünde bulundurularak bu bölümde, posthümanist ekoeleştirinin Covid-19 ile bağlantısı kurulmaya çalışılacaktır. Bunu yaparken de insan ve insan dışı varlıklar arasındaki karşılıklı ilişkiyi irdelemek amaçlanır

More...
Pek İnsanca Bir Teşebbüs: Posthümanizm ve Etik
15.00 €

Pek İnsanca Bir Teşebbüs: Posthümanizm ve Etik

Author(s): Emine Aydoğan / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Çağımızda “insan-dışı, insan-olmayan ve insan karşıtı, insanlık-dışı, ve insandan sonra gelene ilişkin söylemler ve temsiller” git gide artış göstermektedir (Braidotti, İnsan Sonrası 12). İnsan terimi etrafında yinelenen bu söylemlerden hareketle oluşturulan posthuman kavramı son dönemlerin en popüler kavramlarından biridir. Posthuman ya da insan sonrası kavramı, post- ya da sonra ekini işin içerisine dâhil eden “her kavramsallaştırma gibi, kavramın krizine, insanın bu tarihsel anda bir açmazda bulunduğuna” gönderme yapar (Öztürk 5). Bu kriz tek yönlü olarak ilerlemez. Francesca Ferrando Posthuman kavramı ile ilgili açıklamasında çağdaş akademik tartışmalarda insan kavramının bütünsel bir şekilde yeniden tanımlanması noktasında öne çıkan bir kavram olarak posthuman’ın bünyesinde farklı bakış açılarını barındırdığını ve bu yönüyle de insanlarda kafa karışıklığına neden olduğuna dikkat çeker (“Posthumanism, Transhumanism, Anti-humanism” 26). Bu bağlamda Posthuman kavramının kullanıldığı farklı kuramlardan biri de Posthümanizm’dir.

More...
Posthümanizm Bizi Kurtarabilir mi?
15.00 €

Posthümanizm Bizi Kurtarabilir mi?

Author(s): Kevin LaGrandeur / Language(s): Turkish,English Publication Year: 0

Our world is in trouble. Climates are changing, oceans rising, storms becoming more extreme and unpredictable, more animals are becoming extinct, the gap between rich and poor is increasing, as is social disruption, and dangerous wars are looming. Things don’t look promising. Can posthumanism rescue us, our fellow living things, and our planet from demise? Maybe.

More...
Result 6081-6100 of 6792
  • Prev
  • 1
  • 2
  • 3
  • ...
  • 304
  • 305
  • 306
  • ...
  • 338
  • 339
  • 340
  • Next

About

CEEOL is a leading provider of academic eJournals, eBooks and Grey Literature documents in Humanities and Social Sciences from and about Central, East and Southeast Europe. In the rapidly changing digital sphere CEEOL is a reliable source of adjusting expertise trusted by scholars, researchers, publishers, and librarians. CEEOL offers various services to subscribing institutions and their patrons to make access to its content as easy as possible. CEEOL supports publishers to reach new audiences and disseminate the scientific achievements to a broad readership worldwide. Un-affiliated scholars have the possibility to access the repository by creating their personal user account.

Contact Us

Central and Eastern European Online Library GmbH
Basaltstrasse 9
60487 Frankfurt am Main
Germany
Amtsgericht Frankfurt am Main HRB 102056
VAT number: DE300273105
Phone: +49 (0)69-20026820
Email: info@ceeol.com

Connect with CEEOL

  • Join our Facebook page
  • Follow us on Twitter
CEEOL Logo Footer
2025 © CEEOL. ALL Rights Reserved. Privacy Policy | Terms & Conditions of use | Accessibility
ver2.0.428
Toggle Accessibility Mode

Login CEEOL

{{forgottenPasswordMessage.Message}}

Enter your Username (Email) below.

Institutional Login