Cookies help us deliver our services. By using our services, you agree to our use of cookies. Learn more.
  • Log In
  • Register
CEEOL Logo
Advanced Search
  • Home
  • SUBJECT AREAS
  • PUBLISHERS
  • JOURNALS
  • eBooks
  • GREY LITERATURE
  • CEEOL-DIGITS
  • INDIVIDUAL ACCOUNT
  • Help
  • Contact
  • for LIBRARIANS
  • for PUBLISHERS

Content Type

Subjects

Languages

Legend

  • Journal
  • Article
  • Book
  • Chapter
  • Open Access
  • Social Sciences
  • Sociology
  • Migration Studies

We kindly inform you that, as long as the subject affiliation of our 300.000+ articles is in progress, you might get unsufficient or no results on your third level or second level search. In this case, please broaden your search criteria.

Result 8941-8960 of 9169
  • Prev
  • 1
  • 2
  • 3
  • ...
  • 447
  • 448
  • 449
  • ...
  • 457
  • 458
  • 459
  • Next
Karabağ’da Savaş ve Çocuklar
4.50 €

Karabağ’da Savaş ve Çocuklar

Author(s): Nesrin Sarıahmetoğlu-Karagür / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Savaşlar sebepleri, çeşitleri ve özellikleriyle ne kadar farklı olsa da hepsinin sonucu aynıdır. Dünyanın dengesi bozulur, milyonlarca insan ölür, şehirler dağılır, topraklar işgal edilir. İnsanların esaret, işkence, sürgün vb. pek çok olayla hayatları bir anda mahvolur. Savaşlarda bir süre sonra ahlaki, insani manevi değerler önemini kaybetmeye başlar.

More...
Mülteci Çocuklarda Sosyalleşme ve Krem
4.50 €

Mülteci Çocuklarda Sosyalleşme ve Krem

Author(s): Şehadet Ekmen / Language(s): Turkish Publication Year: 0

12 milyon Suriyeli, ya ülke içinde ya da ülkelerinin dışına çıkarak evlerini terketmek zorunda kalmıştır. AFAD (Afet ve Acil Yönetim Durumu Başkanlığı) (AFAD, 2016), Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası raporlara baktığımızda aslında bu durum II. Dünya savaşından sonra meydana gelen en geniş çaptaki mecburi göç olduğu gözlemlenmiştir (BM) 8 milyon Suriyeli, Suriye içinde yer değiştirmek zorunda kalmış, yaklaşık olarak 4 milyonu ülkeyi kendi içinde batıran çatışmadan, sivil savaştan ve diktatörlükten kurtulmak için sınırlara akın etmiştir. Bu çatışmadan etkilenenlerin coğu çocuklardır ve bunların hasta olma, kötü beslenmeden kaynaklı sıkıntılar yaşama, istismara ve sömürüye uğrama riski vardır.

More...
Türkiye’deki Mülteci Çocukları için Kültürlerarası Eğitim Modeli
4.50 €

Türkiye’deki Mülteci Çocukları için Kültürlerarası Eğitim Modeli

Author(s): Ulaş Sunata / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Göç ve mülteci arka planlı çocuk ve gençler dünya nüfusunun önemli bir kesimini oluşturuyor. Son beş yıldır yaşanılan mülteci kriziyle, Türkiye’deki ilgili çocukların boyutu çarpıcı biçimde artmıştır. Türkiye’de Suriye’den gelen ve geçici koruma altında olanların Türkiye nüfusuna oranı yüzde üçü geçmiştir. Bazı bölge ve şehirlerde bu oran yüzde 20, hatta bir şehirde yüzde 50’yi geçmektedir. Bu durum önemli demografik değişime sebep vermiştir: Suriyeli mültecilerle birlikte daha genc bir nüfus. Yarısı 19 yaş altı olan yeni mülteci nüfusun başat ihtiyacının eğitim olduğu açıktır. İltica arka planlı bir çocuğun eğitime adaptasyonu özel bir durumdur. Bu bildiri; sosyal içerleme ilkesiyle her çocuğun iyi kalitede eğitime erişim hakkı temeline saygıyla Türkiye’deki okul sisteminde kültürlerarası eğitim imkanlarının düzenlenmesi ve çoğaltılması üzerine olacaktır.

More...
Yoksulluk, Suriyeliler, Bulaşıcı Hastalıklar ve Sosyal Hizmet
4.50 €

Yoksulluk, Suriyeliler, Bulaşıcı Hastalıklar ve Sosyal Hizmet

Author(s): Melahat Demirbilek,Ece Keskin / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Türkiye’de uluslararası korumanın dışında kalan kayıtlı 2.724.937 (unhcr.org, 26.08.2016) Suriyeli vardır ve “Geçici Koruma” statüsündedirler. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununa (YUKK) göre “ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve haklarında bireysel olarak uluslararası koruma statüsü belirleme işlemi yapılamayan yabancılara geçici koruma sağlanabilir (M. 91). Suriyelilere “mülteci” ya da “sığınmacı” statüsü tanınamamaktadır. Çünkü 1951 Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Sözleşme (Cenevre Sözleşmesi) ve 1967 New York protokolüne coğrafi çekince koyarak imza atan Türkiye, ancak Avrupa ülkelerinden gelenlere mülteci statüsü verebilmektedir. Bu kişilerin Türkiye’ye kabulü, Türkiye’de kalışı, hak ve yükümlülükleri, Türkiye’den çıkışlarında yapılacak işlemler, kitlesel hareketlere karşı alınacak tedbirlerle ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasındaki iş birliği ve koordinasyon, merkez ve taşrada görev alacak kurum ve kuruluşların görev ve yetkilerinin belirlenmesi, Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir (YUKK, m. 91). Kanunun bu maddesine istinaden Ekim 2014’de Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye’de kayıt olan Suriyeli sığınmacılara “geçici koruma statüsü” verilmektedir.

More...
BÖLÜM II GÖÇ, KİMLİK ve DİASPORA - Beşeri Sermaye Kaynağı Olarak Diaspora: Almanya’da Yaşayan Nitelikli Türk Diasporası Üzerine Bir Saha Çalışması
4.50 €

BÖLÜM II GÖÇ, KİMLİK ve DİASPORA - Beşeri Sermaye Kaynağı Olarak Diaspora: Almanya’da Yaşayan Nitelikli Türk Diasporası Üzerine Bir Saha Çalışması

Author(s): Atakan Durmaz,Adem Kalça / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Türkiye’nin 2005-2015 yılları arasındaki ekonomik performansına bakıldığında, reel GSYH’nin yaklaşık yıllık ortalama %4 arttığı, kamu borç stokunun %67,7’den %36,3’e gerilediği, bütçe açığının %10’dan %3’ün altına düştüğü ve kişi başına düşen milli gelirinin 4.565 ABD dolarından 9.177 ABD dolarına çıktığı görülmektedir. Aynı dönemde ihracat gelirlerinin 47 milyar ABD dolarından 152 milyar ABD dolarına, turizm gelirlerinin ise 14 milyar ABD dolarından 31,465 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Bu durum Türkiye’yi Avrupa Birliği Bölgesi’ndeki 6. büyük ekonomi, dünyanın ise 17. büyük ekonomisi konumuna gelmiştir. Son dönemlerde ekonomi alanında gösterilen bu ilerlemenin ardından Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun 100. Yılında denk gelen 2023 yılında dünyanın en büyük 10. ve Avrupa’nın en büyük 3. ekonomisi olma hedefini belirlemiştir. Bu doğrultuda milli gelirini 2 trilyon dolara, kişi başına düşen milli gelirini 25 bin dolara ve ihracatını da 500 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir. Ancak ülkenin mevcut üretim stratejisini değerlendiren bilim insanları ve politika yapıcılar mevcut üretim sistemiyle belirlenen hedeflerin yakalanmasının son derece zor olduğunu belirtmekte ve ülkenin önündeki en önemli sorunun ARGE yatırımlarındaki ve bilgi üretimindeki yetersizlik ve üretilen bilginin ticarileştirilememesi olduğunu savunmaktadırlar.

More...
Batı Avrupa Ülkelerinde Yaşayan Türk Çocukların Eğitim Sorunları
4.50 €

Batı Avrupa Ülkelerinde Yaşayan Türk Çocukların Eğitim Sorunları

Author(s): Cihan Aydoğu,Gönül Karasu / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Türkiye, 1961-1974 yılları arasında yaşadığı ekonomik sorunlar ve artan işsizliğe çözüm bulmak amacıyla işgücü yetersizliği yaşayan birçok Batı Avrupa ülkesi ile işgücü alış veriş anlaşması imzalamıştır. Bu anlaşmaların neticesinde ülkemizden Batı Avrupa ülkelerine yoğun bir işgücü göçü başlamıştır. Göç edilen ülkelerin başında Almanya, Fransa, Avusturya, Hollanda ve Belçika gelmekteydi. Anlaşma koşullarına göre vatandaşlarımız bu ülkelere “konuk işçi” statüsüyle gidecekler ve sözleşme tarihleri dolduğunda ülkelerine geri döneceklerdi. Ancak durum öngörüldüğü gibi gelişmemiş ve bu işçiler aile birleştirme yoluyla kalıcı olmaya başlamışlardır. Ev sahibi toplumlar açısından yaşanan bu olumsuz durum ise başlangıçta geçici gibi görülen, göz ardı edilen ve önemsenmeyen birçok sorunun derinleşmesine ve geçici çözümlerle üstesinden gelinemeyecek boyutlara ulaşmasına neden olmuştur.

More...
Göçmenlerin Almanca Yabancı Dil Ders Kitaplarında Uluslara göre Ele Alınış Biçimleri ve Sıklık Oranları
4.50 €

Göçmenlerin Almanca Yabancı Dil Ders Kitaplarında Uluslara göre Ele Alınış Biçimleri ve Sıklık Oranları

Author(s): Cihan Aydoğu,Gönül Karasu / Language(s): Turkish Publication Year: 0

1950’li yıllarda ve öncesinde henüz resmileşmeyen göçler gerçekleşirken 30 Ekim 1961 yılında Bad Godesberg’de Almanya ve Türkiye arasında gerçekleşen iş gücü göçü antlaşması ile göçler resmi bir boyut kazanmıştır. Avusturya ise Türkiye ile İşgücü Göçü Tedarik Anlaşmasını 1964’de imzalamıştır. Gelen işgücü ilk yıllarda ve takip eden yıllarda Avusturya’da öncelikle inşaat sektöründe, bunu takiben montaj sanayi ve tekstil sektöründe istihdam edilmiştir (Soytürk, 2012, s.2319-2320). Almanya ise gelen işgücünü “imalat, madencilik, inşaat ve hizmet” (Dağhan, 2012, s.55) sektöründe değerlendirmiştir. İlerleyen zaman içerisinde ilk göç edenlerin ikinci kuşağını oluşturan çocukları, dayatılan işlerin yerine artık kendi tercihlerini yapmak istiyorlardı. Dolayısıyla “Gastarbeiter” kavramı 1970’lerde tartışma konusu olmaya başlamıştı. “Ausländische Mitbürger” kavramı 1080’lerde ortaya atılmışsa da bugün artık “Arbeitsmigranten”, “Migranten” ve “Menschen mit Migrationshintergrund” kavramlarını görmekteyiz. “Arbeitsmigranten” az gelişmiş ülkelerden sanayi ağırlıklı şehirlerde işçi olarak çalışan kesime karşılık gelirken, “Migranten” Almanya’da doğmuş ve sınırsız oturma hakkı olan ikinci kuşağa karşılık gelmektedir.

More...
BÖLÜM III KENTLEŞME, SİYASET ve GÖÇ POLİTİKALARI - 1980 Sonrası Göçler ve Kentle Bütünleşme Sorunu
4.50 €

BÖLÜM III KENTLEŞME, SİYASET ve GÖÇ POLİTİKALARI - 1980 Sonrası Göçler ve Kentle Bütünleşme Sorunu

Author(s): Gülsen Demir,Kadir Şahin / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Dünya tarihinin değişmez olgularından biri olan göç, sosyolojinin de temel araştırma alanlarından birini oluşturmaktadır. Göç üzerine yapılan tanımlardaki ortak özellik ise göçün “bir yer değiştirme” hareketi olduğudur. Göç, “bir yerden kalkıp başka bir yere yerleşmek” gibi bir fiziksel hareketi ifade etse de, yer değiştiren birey ya da bireylerin yaşadığı sosyal değişim ya da yaşam alanlarında meydana gelen değişim, büyük dönüşümleri kapsamaktadır. Özellikle “göç sorunsalını” önemli kılan da göçün yol açtığı sosyal, kültürel ve ekonomik içerikli olan bu dönüşümlerdir.

More...
Türk Kamu Yönetiminde Göç Politikaları ve Göç Yönetiminin Belirlenmesinde Avrupa Birliği ve Avrupalı Değerlerin Yeri
4.50 €

Türk Kamu Yönetiminde Göç Politikaları ve Göç Yönetiminin Belirlenmesinde Avrupa Birliği ve Avrupalı Değerlerin Yeri

Author(s): Yusuf Soyupek / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Türk kamu yönetiminin hem idari hem de hukuki açıdan değişiminde ve gelişiminde Avrupa devletlerinin ve değerlerinin geçmişten günümüze önemli etkisi ve katkısı olmuştur. Son yıllarda Türkiye ve dünya gündemini derinden etkileyen olaylardan birisi olan göç konusunda da Türk kamu yönetimi idari ve hukuki açıdan Avrupa Birliği’nin yönlendirmesi ve zorlamasıyla önemli değişiklikler yapmıştır. Göç, içine birden fazla aktörün dâhil olduğu çok karmaşık bir olaydır. Bundan dolayı göç yönetimi ve göç politikalarının belirlenmesi ve uygulanmaya konulması da aynı şekilde karmaşık ve bir o kadar da zorlu bir süreçtir. Her ne kadar göç olgusu insanlığın tarihi kadar eski olup günümüze dek sürekli devam etmiş olsa da göçün kamu yönetimleri ve kamu politikaları gündeminde üst sıralara çıkması 1950 ve 1960’lardan itibaren olmuştur.

More...
Şahıs Adlarından Hareketle Göç ve İskan Tarihi Çalışmalarına Bir Katkı: Cincife Nahiyesi Örneği
4.50 €

Şahıs Adlarından Hareketle Göç ve İskan Tarihi Çalışmalarına Bir Katkı: Cincife Nahiyesi Örneği

Author(s): Alpaslan Demir,Yasin Dönder / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Timar sisteminin bir çıktısı olarak oluşturulan Tahrir defterleri; içerdiği demografik, ekonomik ve idari bilgiler sebebiyle; 15-16. yüzyıl şehir tarihi çalışmaları için en önemli başvuru kaynaklarından biridir. Bu doğrultuda, Tahrir kayıtlarından hareketle elde edilen göç verileri bir yerleşim yerinin 15-16. yüzyıldaki demografik yapısının aydınlatılmasında önemlidir. Yüzyıl içerisinde meydana gelen nüfus artışı ya da eksilişinin nedenlerini belirlemek ve sağlıklı çıkarımlar ortaya koyabilmek için iç ve dış göç verilerinin dikkatli incelenmesi gerekmektedir (Demir, 2011a, s. 53).

More...
1933 Sonrası Türkiye’ye Sığınan Nazi Karşıtı Aydınlar ve Karşılaştırmalı Edebiyatın İki Kurucu Adı: L. Spitzer ve E. Auerbach
4.50 €

1933 Sonrası Türkiye’ye Sığınan Nazi Karşıtı Aydınlar ve Karşılaştırmalı Edebiyatın İki Kurucu Adı: L. Spitzer ve E. Auerbach

Author(s): Gülnihal Gülmez / Language(s): Turkish Publication Year: 0

7 Nisan 1933’de, Almanya’da, Hitler hükümetinin ırkçı yasalarından ilki olan ve Nazi yöneticilere rejim düşmanlarından, özellikle de Yahudilerden kurtulma fırsatı sunan, “devlet memurluğu mesleğinin ihyasına dair yasa” kabul ediliyordu. Ari ırktan olmadıkları için üniversitelerdeki kürsülerinden kovulan çok sayıda bilim adamının Nazi Almanya’sını terk etmek zorunda kaldığı bu 1933 yılında, hemen hemen aynı tarihlerde, kuruluşunun henüz onuncu yılındaki genç Türkiye Cumhuriyeti de bizzat Atatürk’ün öncülüğünde, kökten bir üniversite reformu gerçekleştirme çabasındaydı. Her iki ülkenin tarihindeki bu ilginç kesişme, Nazilerin kovduğu birçok akademisyenin mesleklerine Türk üniversitelerinde devam edebilmelerini sağladı.

More...
Müslümanlarin Avrupa’da Var Olabilme Sorunlari
4.50 €

Müslümanlarin Avrupa’da Var Olabilme Sorunlari

Author(s): Erkan Perşembe / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Avrupa, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kendi isteğiyle gerçekleşen göç hareketliliğinde, yüzyıllardır çatışmalı olduğu Müslümanlarla aynı zaman ve mekânı paylaşırken çok kültürlülüğe ilişkin sorunlarla karşılaştı. Yeniden şekillendirilen Avrupa’ya büyük katkısı bulunan göçmenler, zamanla göç ettikleri ülke toplumlarının bir parçası olmalarına rağmen etnik ve dinsel farklılıkları nedeniyle Avrupalının zihin dünyasında genellikle uyumsuz aktörler olarak tanımlanmıştır.

More...
Selefîliğin Almanya'daki Gelişim Sürecinde Göç Olgusunun Yeri Ve Önemi
4.50 €

Selefîliğin Almanya'daki Gelişim Sürecinde Göç Olgusunun Yeri Ve Önemi

Author(s): Emre Şimşek / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Küreselleşmenin doğrudan ya da dolaylı etkileri, bölgesel çatışmalar, yoksulluk, teknoloji, ulaşım ve iletişim olanaklarının gelişmesi gibi sebeplerle dünya genelinde yoğun bir göç trafiği yaşanmaktadır. 1965’de 75 milyon, 2000 yılında 150 milyon, 2010 yılında 221 milyon olan uluslararası göçmen sayısı, günümüzde 272 milyona ulaşmış olup, II. Dünya Savaşı’nı takiben ortaya çıkan, çeşitli dalgalar halinde gerçekleşen ve etki alanı tüm dünyada hissedilen uluslararası göç hareketinin önemli bir ayağını da Batı Avrupa'ya işçi göçü oluşturmaktadır (International Organization for Migration, 2020: 2).

More...
Neo-Selefî Akımların Almanya’daki Müslüman Gençlere Yönelik Etkilerine Karşı Faaliyetler: Ditib Akademisi Örneği
4.50 €

Neo-Selefî Akımların Almanya’daki Müslüman Gençlere Yönelik Etkilerine Karşı Faaliyetler: Ditib Akademisi Örneği

Author(s): M. Akif Ceyhan / Language(s): Turkish Publication Year: 0

1950-1960’lı yıllardan itibaren, değişik sebeplerle başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine Türkiye’den yoğun bir göç faaliyeti gerçekleşmiştir. Almanya’nın başını çektiği, daha sonraki yıllarda ise Hollanda, Fransa, Avus-turya ve diğer Avrupa ülkeleri, Türkiye Cumhuriyeti devleti ile misafir işçi anlaşmaları ve protokolleri yapmış, yerel ülkelerde bedenen çalışacak işçi sıkıntısını gidermek üzere Türkiye, İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerden misafir işçi talep etmiştir.

More...
Danimarka Türk Toplumunda Cami Merkezli Dindarlik
4.50 €

Danimarka Türk Toplumunda Cami Merkezli Dindarlik

Author(s): Ahmet Onay / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Cami, İslam dininin sosyal hayatı ilgilendiren en temel unsurlarındandır. Cami hem Müslümanlar hem de gayrimüslimler/inanmayanlar için önemli bir sosyal gerçektir. Müslümanların geleneğinde, imam, cami ve cemaat birbirinden ayrı düşünülemeyen bir üçlüdür. Medine Mescidi’nin kurulma-sından sonra Müslümanların bireysel dinî meselelerini ve sosyal hayata dair hemen her şeylerini camide konuşup müzakere etmeye ve ona göre yaşantılarına yön vermeye başladıkları görülmektedir. O zamandan günümüze ka-dar İslam’ın ulaştığı her yerde dindarlığın, cami merkezli olarak şekillendiği, geliştiği ve devamlılık sağladığı söylenebilir.

More...
Göçün Halk İnanışları Üzerine Etkileri: Anadolu Örneği
4.50 €

Göçün Halk İnanışları Üzerine Etkileri: Anadolu Örneği

Author(s): Özden Kanter Akbaş / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Anadolu gerek jeopolitik konumu itibarıyla gerekse topraklarının verimli olması sebebiyle her dönemde önemini korumuş topraklardır. Tarih boyunca birçok kültürün içinde yer bulduğu bu topraklar çeşitli dinî inanışlar için de önemli olmuş ve günümüzde de önemini korumaya devam edegelmiştir. Doğu kökenli din mensuplarının batıya yönelişleri esnasında bu dinî inanışların Anadolu’da yaşayan topluluklar arasında taraftar buldukları bilindiği gibi batı kaynaklı pagan inanışları için de bu toprakların kabul görülen bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Çeşitli nedenlerle yapılan göçler ve Anadolu’ya yerleşimler neticesinde topluluklar arasında dinî ve kültürel etkileşimler kaçınılmaz olmuştur. Örneğin, kaynaklarda MÖ.3000 yıllarında yaşamış olan Sümerler ile ilgili arkeolojik ve yazınsal kaynaklarda onların, doğuda Hindis-tan’dan, kuzeyde Anadolu, Kafkaslar ve Orta Asya’nın batı bölgelerinden Akdeniz ve Mısır, Etiyopya’ya kadar uzanan topraklarla ticari ve kültürel ilişkileri olduğu bilinmektedir (Kramer, 2016: 374). Süreç içerisinde gerek toplumların dinî inanışlarının değişimi ve gerekse kendi inançlarını yaşarken insanların birbirleriyle olan iletişim ve etkileşimleri sebebiyle bir dinî inancın diğer dinî inançlara sahip olan insanlar üzerinde etkisi olmaktadır. Bu etkiler bazen direkt olabildiği gibi bazen de mevcut dinî inanç içinde form değişti-rerek varlığını devam ettirmektedir. Anadolu inançlarının pagan topluluklar döneminden bugüne kadarki inançsal tarihî seyri incelendiğinde Sümerler gibi her alanda gelişmiş bir topluluğun Anadolu’da yaşayan toplumlar üzerinde de etkili olduğu ifade edilebilir. Bu bağlamda küreselleşme kavramının günümüz için değil eski dönemlerden itibaren varlığını sürdürdüğünü söylemek yanlış olmayacaktır. Bir topluluğun göç etmesi, mevcut kültürünü de göç ettiği topraklara taşıması anlamına gelmektedir. Bir topluluğun kültürünün başka bir bölgeye taşınması, farklı kültürel özelliklerin bir araya toplanması ile kültürel melezlik meydana getirmektedir. Bu durum, toplumların hem olumlu hem de olumsuz etkilenmelerine sebep olmaktadır. Aynı topraklarda yaşayan toplulukların benzer dinî inanç ve uygulamaları, bu toplulukları kültürel bağdaşıklık şeklinde genişleterek yeniden konumlandırmaktadır (Plüss, 2012: 296). Bir dinin mensupları, göç ile sadece karşılaştıkları yeni kültürün unsurlarını sahip oldukları kültürlerine katmamakta, mevcut kültürlerini korumak için de kendi inançlarının ilke ve ritüellerini yeniden düzenleyerek ve anlamlandırarak geleneklerini dolaylı şekilde dönüştürmektedirler. Bu değişim, hem aslolan kültürün korunmasını ve devamını sağlamakta hem de yeni kültürle uyumlu yaşamayı sağlamaktadır. Buna karşın yeni bir kültür içerisinde mevcut kültürün değişmeden, dinî metin, uygulama ve liderlerin kesin yanılmazlığı ilkesi ile kalması, mevcut kültürün değişmeden korunmasına sebep olmaktadır. Fakat beraberinde aynı topraklar üzerinde yaşayan farklı kültürdeki insanlar arasında ayrışmalara da sebep olmaktadır. Bu durumda göç eden topluluk, kendi kültürünü değiştirmeden korumakta fakat etkileşime geçtiği yeni kültür içerisinde azınlık durumundan kurtulamamaktadır. Göçmen topluluklar, bu sıkışıklık içerisinde çözümler üretmek yoluna giderek içinde bulundukları yeni kültürün iletişim, eğitim, sosyal ilişkiler gibi alanlarına adapte olmakta inanç, dinî ritüel gibi temel kültürel özellikler ko-nusunda ise daha muhafazakar bir yöntem izlemektedirler. Bu yaklaşım tarzı, hayatın her alanındaki imkanları kullanma noktasında kolaylıklar sağlamıştır ki Türklerin kabul ettikleri her dinî inançta bu yöntemi göz önünde bulundurdukları ifade edilebilir.

More...
Belçika'da Türkler: Göçmenlik, Etnisite ve Din
4.50 €

Belçika'da Türkler: Göçmenlik, Etnisite ve Din

Author(s): Müşerref Yardım / Language(s): Turkish Publication Year: 0

20.yüzyılın başlarında Türklerin Belçika'da varlıklarından bahsedilirken daha çok tüccar, diplomat, öğrenci veya mülteci statüsünde oldukları ifade edilmiştir. 20.yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa'ya ve Belçika'ya Türk göçü ekonomik gerekçelerle gerçekleşmiştir. Bu göç dalgası Avrupalılarla hiç iletişime geçmemiş kırsal bölgelerden gelen çoğunun okuma-yazması olmayan Türk göçmenlerden oluşmaktadır. Tekstil, otomobil ve inşaat sektöründe çalışan göçmenler bulunsa da Faslılar olduğu gibi, Türkler de ağırlıklı olarak maden ocaklarında çalıştırılmak için gelmişlerdir. 1975'li yıllardan itibaren aile birleşimi çerçevesinde Türk göçmen işçiler ailelerini de Belçika'ya getirmişlerdir (Degryse, 2014: 2). 20.yüzyılın son çeyreğinden itibaren Türk göçmenler için eğitim, gettolaşma, örgütlenme faaliyetleri, uyum sorunları, sığınma başvuruları, vize zorunluluğu ve geri dönüşler tartışılmaya başlanmıştır (Abadan-Unat, 2006: 68-70). Türkiye'den Avrupa'ya göçlerin yavaşladığı 1990'lı yıllar başta kimlik, yabancı düşmanlığı ve hukuksal statü olmak üzere “mücadelelerin” verildiği dönem olma özelliğini taşımaktadır (Yavuz, 2013: 613-614). Öte yandan Türk göçmen nüfusu ikinci kuşaktan itibaren “ithal damat ve ithal gelin” uygulamalarıyla yeni bir sürece girmiştir (Elmas, 2013:536-539). Bu yöntem Türkiye'den diğer Avrupa ülkelerine olduğu gibi Belçika'ya da göçün kesintisiz devam ettiğini göstermektedir.

More...
İsveç’te Türkler: Göçmenlik, Etnisite ve Din
4.50 €

İsveç’te Türkler: Göçmenlik, Etnisite ve Din

Author(s): Arif Korkmaz / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Göç ve daha da özelde dış göç olgusu, özellikle XX. yüzyılın ikinci yarısından günümüze uzanan tarihi süreç içerisinde Türkiye’nin sosyokültürel ve dinî hayatı açısından tahminlerin üzerinde hayati bir öneme kavuşmuştur. Gerçekten de ‘dış göç’ olgusu, özellikle 1960’lı yıllardan başlayarak Türkiye’den başta Almanya olmak üzere Batı Avrupa ülkelerine önemli bir nüfus kayması sürecini beraberinde getirmiş olup, bunun göçmen işçi toplulukları ve hatta genel olarak Türk toplumunda kültür, gelenek, din ve değişme ilişkileri ve etkileşimi bağlamındaki yansımalarının sosyolojik analizi oldukça tipik, ancak bir o kadar da karmaşık sorunları karşımıza çıkarmaktadır. Öyle ki, yarım yüzyıl önce pek az Müslüman Türk’e rastlanan Batı Avrupa’da bugün çeşitli ülke, bölge ve yerleşim birimlerine serpili yaklaşık 4 milyon dolayında bir Müslüman Türk göçmen kitlesinin varlığı söz konusu olup bu durum yepyeni çevre ve şartlarda çok önemli sosyal, ekonomik ve kültürel sorunları beraberinde getirmiş bulunmakta; bunun din alanındaki yansımaları da oldukça tipik ve ilgi çekici oluşum ve gelişmelerle sürüp gitmektedir (Günay, 2003: 35). Batı Avrupa’ya göç eden Türklerin büyük bölümü Almanya’da bulunmakta, onu Fransa, Hollanda ve Avusturya takip etmekte, yine İsviçre, İngiltere, Belçika, İsveç, Danimarka ve diğer bazı Batı Avrupa ülkelerinde sayıları az da olsa Türk göçmenler bulunmaktadır. Bu durumda, Avrupa Türkleriyle ilgilenen araştırmacıların daha çok Almanya, Fransa ve Hollanda gibi Türklerin görece yoğun olduğu ülkelere yönelmeleri beklenen bir gelişmedir. Ne var ki bu yoğunlaşma Türk göç literatüründe İsveç, Norveç gibi bazı ülkeler aleyhine gedikler oluşmasına da yol açmaktadır. Bu çalışma da “İsveç’teki Türkler ve dinî yapılanmaları” hakkında bazı tanıtıcı bilgilere yer verilecektir.

More...
Norveç’te Türkler: Göçmenlik, Etnisite ve Din
4.50 €

Norveç’te Türkler: Göçmenlik, Etnisite ve Din

Author(s): Recep Önal / Language(s): Turkish Publication Year: 0

Küreselleşen dünyanın adeta küçük bir köy haline gelmesi çeşitli din, mezhep, inanç, kültür ve medeniyetlerin bir araya gelmesine, sosyal hayatta bir arada yaşamasına ve bu doğrultuda çeşitli boyutlarda birbirleriyle karşılıklı etkileşimine neden olmuştur. Diğer taraftan son yüzyıllarda iletişim ve ulaşım imkânlarının artması ile ülkeler arasındaki geçişler kolaylaşmış ve göçler çoğalmıştır. Tüm bu gelişmelere paralel olarak farklı din, inanç, ideoloji ve kültür mensupları, sınır ve bariyerleri aşarak bir arada yaşamak zorunda kalmışlardır. Bu nedenle içinde yaşadığımız 21. yüzyıl, farklı din, inanç, ideoloji ve kültürlerin birlikte bir arada, iç içe yaşadığı, karşılıklı etkileşimlerin kaçınılmaz olduğu, bu anlamda insanlık tarihinin en renkli, en yoğun ve en karmaşık dönemlerinden birini oluşturmuştur. Aynı zamanda bu yüzyıl Doğu’dan Batı’ya bir diğer ifadeyle İslam dünyasından çeşitli Batı ülkelerine siyasî, sosyal, kültürel, eğitim, ekonomik ve dinî sebeplerle işçi, iltica ve mülteci statüsü altında yoğun dış göçlerin yaşandığı geçişken bir dönem olmuştur. Türkiye’den Batı’ya olan ilk göç hareketi ise 1950’lerin sonlarından itibaren işçi statüsüyle Almanya’ya gerçekleşmiştir (Pew Araştırma Merkezi, 2009).Daha sonra bunu Hollanda, Fransa, Avusturya, Belçika, İngiltere, İsviçre, Danimarka ve İsveç gibi diğer Avrupa ülkeleri takip etmiştir. Bu göçlerin son ayağını ise İskandinavya ülkesi olarak bilinen Norveç oluşturmuştur (Manco, 2007).

More...
İngiltere’de Türkler: Göçmenlik, Etnisite ve Din
4.50 €

İngiltere’de Türkler: Göçmenlik, Etnisite ve Din

Author(s): Yakup Çoştu / Language(s): Turkish Publication Year: 0

İngiltere, birçok dini, ırkı ve kültürü bir arada barındıran bir Avrupa ülkesidir. Dünyanın her yerinden insanlar, farklı itme-çekme faktörlerinin etkisiyle İngiltere’ye göç etmiş ve İngiliz sosyo-kültürel hayatında çok-etnikli ve çok-kültürlü bir yapının oluşmasını sağlamıştır.

More...
Result 8941-8960 of 9169
  • Prev
  • 1
  • 2
  • 3
  • ...
  • 447
  • 448
  • 449
  • ...
  • 457
  • 458
  • 459
  • Next

About

CEEOL is a leading provider of academic eJournals, eBooks and Grey Literature documents in Humanities and Social Sciences from and about Central, East and Southeast Europe. In the rapidly changing digital sphere CEEOL is a reliable source of adjusting expertise trusted by scholars, researchers, publishers, and librarians. CEEOL offers various services to subscribing institutions and their patrons to make access to its content as easy as possible. CEEOL supports publishers to reach new audiences and disseminate the scientific achievements to a broad readership worldwide. Un-affiliated scholars have the possibility to access the repository by creating their personal user account.

Contact Us

Central and Eastern European Online Library GmbH
Basaltstrasse 9
60487 Frankfurt am Main
Germany
Amtsgericht Frankfurt am Main HRB 102056
VAT number: DE300273105
Phone: +49 (0)69-20026820
Email: info@ceeol.com

Connect with CEEOL

  • Join our Facebook page
  • Follow us on Twitter
CEEOL Logo Footer
2025 © CEEOL. ALL Rights Reserved. Privacy Policy | Terms & Conditions of use | Accessibility
ver2.0.428
Toggle Accessibility Mode

Login CEEOL

{{forgottenPasswordMessage.Message}}

Enter your Username (Email) below.

Institutional Login