Tarihten Bugüne Bursa İnsanı
From History to the Present: The People of Bursa
Contributor(s): Cağfer Karadaş (Editor)
Subject(s): History, Regional Geography, Sociology, Recent History (1900 till today), Islam studies, Cultural Anthropology / Ethnology, Culture and social structure , The Ottoman Empire, Migration Studies, Sociology of Religion
Published by: Oku Okut Yayınları
Keywords: Bursa; Human Typology; People of Bursa; History of Bursa; Migration and Immigrants; Scholars and Dervishes; Non-Muslim Communities; Cemeteries of Bursa;
Summary/Abstract: The book From History to the Present: The People of Bursa is composed of discussions on the professions, temperaments, and lives of individuals who came to Bursa from various races, religions, beliefs, and regions. The first chapter, titled “Seminars on Islamic Thought,” features articles that focus on understanding and recognizing the human being within the context of Islamic thought. Prophets - who are considered key milestones in the evolution of humanity - are examined, with particular emphasis on the final prophet, Muhammad Mustafa (peace be upon him), as an exemplary human model. Following the prophets, the first generation of Islam - the Companions (Sahaba) - is addressed as a model community. The second chapter presents the types of individuals who appeared in Bursa starting from its conquest. Beginning with Osman Bey, who founded the Ottoman Empire and initiated the transformation of Bursa, and Emir Sultan, a key figure in the city's spiritual formation, the seminars continue with a focus on Hisar Neighborhood, the city's first settlement and neighborhood. Alongside madrasahs and scholars, religious scholars and dervishes who played crucial roles in shaping the intellectual life of Bursa are also included in the study. The guild of artisans and tradesmen - an essential pillar of society and a key factor in Bursa becoming a center of civilization - is discussed with the intent of shedding light on the present day. The book does not overlook the presence of non-Muslims in Bursa. Groups that shaped Bursa’s demographic makeup - such as converts (muhtedis), exiles, slaves, and concubines - are also discussed. Special attention is given to the migrant population that emerged after the Ottoman-Russian War of 1293 AH / 1877–1878 CE - commonly known among the public as the 93 War. Among these, Bulgarian, Western Thracian, Batum-region immigrants, and Albanian-origin migrants are presented as case examples. The Uludağ Region Turkmens - who settled in Bursa after its conquest and formed the foundation of the city's Muslim population - are introduced with historical and sociocultural perspectives. The final topic of the book is titled “Bursa Cemeteries and Their Inhabitants” and covers those who spent their final moments in Bursa and are buried in its cemeteries.
- E-ISBN-13: 978-625-95679-2-1
- Page Count: 184
- Publication Year: 2025
- Language: Turkish
Evrenin ve İnsanın Yaratılışı
Evrenin ve İnsanın Yaratılışı
(The Creation of the Universe and Man)
- Author(s):Cağfer Karadaş
- Language:Turkish
- Subject(s):Islam studies, Religion and science , Contemporary Islamic Thought, Qur’anic studies
- Page Range:17-19
- No. of Pages:3
- Keywords:Creation; Universe; Man; Religion;
- Summary/Abstract:Evrenin başlangıcı konusunda ünlü tarihçi Makdisî’nin belirttiği gibi eskiden beri temelde iki görüş çatışma halinde olmuştur. Bunlardan birincisi başlangıç düşüncesini reddeden sebep-sonuç ilişkisi şeklinde her olgu ve olayın sonsuz olduğunu savunanlardır ki, bunların başında felsefeciler gelmektedir. İkincisi ise âlemin ve içinde yer alan her olgu ve olayın bir başlangıcının bulunduğunu kabul ve itiraf eden din müntesipleridir. İlahî bir dine inananlar hem bu kesim içinde yer almakta hem de bu düşünceyi kabul etme ve savunmada başat bir rol oynamaktadırlar. Ancak onlar arasında da başlangıcın nasıl ve hangi hiyerarşik önceliklerle gerçekleştiği konusunda görüş ayrılığı bulunmaktadır.
İslam Düşüncesinde İnsanın Değeri ve Halife Kılınması
İslam Düşüncesinde İnsanın Değeri ve Halife Kılınması
(The Value of Man in Islamic Thought and His Appointment as Caliph)
- Author(s):Cağfer Karadaş
- Language:Turkish
- Subject(s):Islam studies, History of Islam, Contemporary Islamic Thought, Sociology of Religion
- Page Range:21-27
- No. of Pages:7
- Keywords:Caliphate; Caliph; Islamic Thought; Islam;
- Summary/Abstract:İslam düşüncesinde insan, ‘ben’ diye işaret edilen, beş duyu ile kavranabilen ve ruh ile desteklenmiş bulunan bedendir, diye tarif edilir. Nitekim kişi “Ben; yemek yedim, su içtim, hasta oldum, dışarı çıktım, içeri girdim” derken ruhla birlikte bulunan ve duyularla kavranabilen bedenine işaret etmekte veya bedenini kastetmektedir. Ancak burada temel sorun, ruhla desteklenmiş bu bedenin görünen tarafı mı yoksa onun gerisinde bulunan soyut ya da somut başka bir gerçeklik midir? Bazı âlimler bedeni öne çıkarırken bazıları bedenin gerisine dikkat çekmekte ve insanlık (االنسانية (diye bir olgu veya olayın varlığından söz etmektedirler. Bu durumda ‘ben’ diyen kişi, bedenini mi, yoksa bedenin gerisindeki insanlığını mı kastetmektedir? Çünkü belli bir şekli ve hacmi bulunan beden, an be an yenilendiğinden/değişime uğradığından zaman içinde farklılık göstermektedir, buna karşılık bedenin gerisindeki şahsiyeti temsil eden insanlık, zaman ve mekâna göre asla değişim kabul etmemekte, ömrün başlangıcından sonuna kadar varlığını “neyse o” şeklinde sürdürmektedir.
İnsanlığın Önderleri Peygamberler
İnsanlığın Önderleri Peygamberler
(Prophets, Leaders of Humanity)
- Author(s):Cağfer Karadaş
- Language:Turkish
- Subject(s):Islam studies, Contemporary Islamic Thought, Sociology of Religion, Qur’anic studies
- Page Range:29-32
- No. of Pages:4
- Keywords:Prophets; Islamic beliefs; Islam;
- Summary/Abstract:İslam inancına göre evrenin tarihi, Yüce Allah’ın onu belli evrelerle yoktan yaratmasıyla ve bunun sonucunda olgu ve olayların varlık sahnesine çıkmasıyla başlar. Zaman, eşyaya göre ortaya çıkan göreceli yani izafi bir varlık olduğundan, ilk yaratma sonucu şeylerin oluşmasıyla birlikte tarih başlamıştır; dolayısıyla zamanın yani tarihlendirmenin ilk başlangıcı, evrenin yaratılmasıdır. İnsanlık tarihi ise Hz. Âdem’in topraktan yaratılması ve aynı cinsten eşi Havvâ’nın yaratılmasıyla başlamıştır. Buna göre insanlık tarihinin başlangıcı Hz. Âdem’in yaratılıp varlık sahnesinde yerini almasıyladır. İlk insan Hz. Âdem aynı zamanda peygamber olduğuna göre, insanlık tarihi, aslında peygamberler tarihidir.
Hz. Peygamber ve İnsan Olarak Örnekliği
Hz. Peygamber ve İnsan Olarak Örnekliği
(The Prophet and His Exemplary Humanity)
- Author(s):Adem Apak
- Language:Turkish
- Subject(s):Islam studies, Sociology of Religion, Qur’anic studies
- Page Range:33-37
- No. of Pages:5
- Keywords:Prophet; Islam; Exemplary Humanity;
- Summary/Abstract:Peygamberler ilahi tebliğin insanlara ulaştırılması için Allah tarafından seçilmiş müstesna şahsiyetlerdir. Bu sebeple kendilerine diğer insanlarda bulunmayan mucizeler, ismet (günahtan korunma) sıfatı gibi beşer üstü hususiyetler bahşedilmiştir. Bununla birlikte peygamberlerin birer beşer oldukları hususuna da dikkat çekilmiştir. Nitekim kelime-i şehâdetin muhtevası bu hakikate işaret eder. Kur’ân’da da ifadesini bulduğu üzere insanlara gönderilecek bir elçinin yine insan nitelikleri haiz olmasının lüzumu vardır. İnsanlar için, kendileri gibi doğan, büyüyen, yiyip-içen, uyuyan, hasta olan, aile kurup çocuk sahibi olan, hayatın her türlü sıkıntılarıyla karşılaşıp bunlara göğüs geren, tabiatıyla acılar çeken, yoksulluğu da bolluğu da yaşayan, hastalanan ve nihayet ölen beşer bir peygamber örnek olabilir. Zira insanlar ancak böyle bir beşerle hayatlarını özdeşleştirebilir, örnek alabilir ve onun gibi yaşamayı hedefleyebilirler.
Sahâbe Kimliği ve Genel Özellikleri
Sahâbe Kimliği ve Genel Özellikleri
(The Identity and General Characteristics of the Companions of the Prophet)
- Author(s):Adem Apak
- Language:Turkish
- Subject(s):Islam studies, Sociology of Religion, Qur’anic studies
- Page Range:39-42
- No. of Pages:4
- Keywords:Companions of the Prophet; Islam; Prophet;
- Summary/Abstract:Arapçada “bir kişiyle birlikte bulunmak, onunla dost ve arkadaş olmak” anlamındaki sohbet kelimesinden türeyen sahâbe tabiri, sâhib kelimesinin çoğuludur. İslâmî literatürde Sahâbe ile birlikte ashâb kavramı da sıkça kullanılmakta olup, kelimenin müfredi ise sahâbîdir. Gerek sahâbî gerekse sahâbe ve ashâb kelimeleri İslâmiyet’le birlikte, Allah Rasûlü’nü (s.a.v) görüp ona inanan kimseler için yaygın olarak kullanılan bir tabir olmuştur.
İslam’da İlim ve İlmî Hayat
İslam’da İlim ve İlmî Hayat
(Science and Scientific Life in Islam)
- Author(s):Süleyman Uludağ
- Language:Turkish
- Subject(s):Islam studies, Religion and science , Sociology of Religion
- Page Range:43-50
- No. of Pages:8
- Keywords:Science; Scientific Life; Islam;
- Summary/Abstract:İslam’da ilim ve ilmî hayat deyince iki şey anlaşılır: Birincisi Kur’an-ı Kerîm’de ve hadis-i şeriflerdeki ilim ve ilmî hayat, diğer bir deyimle Hz. Peygamber ve sahabesi zamanında Hicaz’daki ilim ve ilmî hayat. Bu dönemde ilim ve ilmî hayat denilince müminler ne anlarlardı? Bu sorunun cevabı önemlidir. İkincisi ise Hz. Peygamber, ilk dört halifesi ve sahabesi zamanı da dahil olmak üzere on dört asırlık bir zamanda İslam ülkelerindeki ilim ve ilmî hayat. İlk dönemle, ondan sonraki ikinci dönem ilim ve ilmî hayat anlayışı aynı mıdır, yoksa farklı mıdır? Diğer bir deyimle ilim, fikir ve ilmî hayatta bir değişim ve gelişim süreci yaşanmış mıdır yoksa yaşanmamış mıdır? Eğer böyle bir süreç yaşanmış ise -ki yaşanmıştır- ilk dönem ilim anlayışıyla ikinci dönem ilim anlayışı arasındaki fark nedir? Bu mesele üzerinde düşünürken naklî-aklî, dinî-dünyevî ilimler ayrımına daima dikkat etmek gerekir. Zira dinî ve fer’î ilimler itibariyle birinci dönemdeki ilim ve fikir hayatı ile ikinci dönemdeki ilim ve fikir hayatı arasında ortak noktalar olduğu gibi farklı noktalar da vardır ve çoktur. Bu farklılığın sebebi bu dönemde dinî ilimlerle dünyevî ilimler arasındaki etkileşim ve ilmin gelişme sürecidir.
Bursa’yı Yazmak ve İnsanını Anlamak
Bursa’yı Yazmak ve İnsanını Anlamak
(Writing About Bursa and Understanding Its People)
- Author(s):Bilal Kemikli
- Language:Turkish
- Subject(s):Regional Geography, Sociology, Culture and social structure , Rural and urban sociology, Sociology of Culture
- Page Range:53-58
- No. of Pages:6
- Keywords:Bursa; Turkey; People;
- Summary/Abstract:Söze, Bursa’da Zaman’dan birkaç mısra ile başlamak isterim. “Bursa’da eski bir cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdayan su. Orhan zamanından kalma bir duvar... Onunla bir yasta ihtiyar çınar Eliyor dört yana sakin bir günü. Bir rüyadan arta kalmanın hüznü İçinde gülüyor bana derinden. Yüzlerce çeşmenin serinliğinden Ovanın yeşili göğün mavisi Ve mimarilerin en ilahisi.” Son yıllarda artan şehir çalışmaları, urbanism denilen bir alanı doğurdu. Şehir hayatı, şehirlilik, şehir kültürü gibi konular dikkat çekiyor. Urbanism geniş bir alanı içeriyor; bir yanıyla şehir felsefi açıdan ele alındığı gibi, yani bir şehir felsefesi yapıldığı gibi, öte yanıyla tarihi yapılarıyla sanat tarihinin, sosyal ve gündelik hayat itibariyle tarihin, şehrin yetiştirdiği değerli ilim ve sanat adamları üzerindeki çalışmalarla biyografinin, sözlü ve maddi kültürü –deyimleri, fıkraları, atasözleri, destanları, efsaneleri, mitleri, musikisi, giyim kuşam, yemek, adet ve örfü- kültürü halkiyatın (folklorun) ve hatta dilbilimin konusu olabilir…
Osmanlı’yı Kuran Lider Osman Gâzi
Osmanlı’yı Kuran Lider Osman Gâzi
(Osman Ghazi, the Founder of the Ottoman Empire)
- Author(s):Osman Çetin
- Language:Turkish
- Subject(s):Local History / Microhistory, Political history, Social history, Cultural Anthropology / Ethnology, The Ottoman Empire, Migration Studies
- Page Range:59-64
- No. of Pages:6
- Keywords:Osman Ghazi; Osman I; Ottoman Empire;
- Summary/Abstract:Osmanlı Kayı boyunun bu topraklara ne zaman geldiği konusunda kaynaklarda farklı rivayetler yer almaktadır. Tarihî geleneğe göre hükümdar çıkaran beş Oğuz boyundan biri olan Kayılardan olan Ertuğrul Gâzi’nin ataları, Anadolu’nun fethi sırasında Sultan Tuğrul Bey ve Alparslan’ın komutanlarının emri altında önce Ahlat bölgesine gelerek fetih hareketlerine katıldılar. Daha sonra Ahlat emirlerine bağlanıp onlarla birlikte Gürcülere ve Trabzon Rum İmparatorluğu’na karşı savaştılar. Ahlat’ın, XIII. yüzyıl başlarında Eyyübîlerin eline geçmesi ve ardından Moğolların Ahlat bölgesini istilâsı üzerine Mardin’e gelerek kendileri gibi Kayı boyundan olan Artukoğullarına bağlandılar. Osmanlı Kayı boyunun, 1220 sonrası Cengiz’in Horasan’a gelmesi ve bölge halkının kalabalık gruplar hâlinde batıya çekilmesi sırasında diğer Oğuz boylarıyla Anadolu’ya göç ettikleri de bir görüş olarak ileri sürülmektedir. Bu durumda Kayıların, Celâleddin Harezmşah’ın askerleriyle birlikte Ermenistan’a geldikleri, burada da güvende olmadıklarını anlayınca oradan ayrılıp Doğu Anadolu’ya ve Ahlat taraflarına göçtükleri düşünülebilir. Moğol işgali ve sonrasında Türkistan ve Horasan bölgesinde yaşananlar dikkate alınırsa göçün bu işgal yıllarında yaşanmış olabileceğini düşünmek de mümkündür.
Bursa’da İlmî ve Kültürel Hayat: Alimler ve Gönül Adamları
Bursa’da İlmî ve Kültürel Hayat: Alimler ve Gönül Adamları
(Scientific and Cultural Life in Bursa: Scholars and Men of Heart)
- Author(s):Osman Çetin
- Language:Turkish
- Subject(s):Cultural history, Local History / Microhistory, Culture and social structure , The Ottoman Empire
- Page Range:65-76
- No. of Pages:12
- Keywords:scientific life; cultural life; Ottoman Empire; Bursa;
- Summary/Abstract:Türkiye’nin ilim ve kültür hayatı araştırılırken Konya, Kayseri, Sivas, Tokat, Amasya, Erzurum, Niğde, Aksaray, Malatya, Mardin, Edirne, Manisa, İstanbul gibi şehirlerin mutlaka ele alınması gerekir. Bu anlamda yani ilim ve kültür hayatımız bakımından Bursa’nın da çok özel ve ayrıcalıklı bir yere ve öneme sahip olduğu görülür. Bilindiği gibi Bursa, Osmanlı Devleti’nin ilk başkentidir. Devletin temelleri burada atılmış, gerçek anlamda devlet yapılanması burada gerçekleşmiştir. İlk siyasî, idarî ve askerî kurumlar burada ortaya çıkmış, hukukî düzenlemeler burada uygulanmış, ticarî gelişme burada başlamış, ilmî faaliyetler burada yoğunluk kazanmış, ilim müesseseleri burada kurulmuş, sanat faaliyetlerine burası merkez olmuş ve nihayet Osmanlı toplum yapısı bu güzel şehirde şekillenmiştir. Bu bakımdan Bursa’nın Osmanlı tarihinde diğer şehirlere göre önemi büyüktür. Bu öneminden dolayı ünlü Osmanlı Sadrazamı Fuat Paşa, Bursa’yı “Osmanlı tarihinin dibacesi” olarak niteler. Bursa, hiç kuşkusuz bütün bu sayılanların etkisiyle kendisine çektiği âlimler, mutasavvıflar, şairler, askerler, devlet adamları, tacirler ve hatta Batı’dan gelen yabancılar dolayısıyla XIV. yüzyıldan itibaren Anadolu’nun en hareketli ilim, kültür, sanat ve ticaret merkezi haline gelmiştir. Doğal olarak bu yükselişte henüz İstanbul’un fethedilmemiş, Edirne’nin de yeteri kadar gelişmemiş olmasının payı vardır.
Bursa’nın Gönül Sultanı Emir Sultan
Bursa’nın Gönül Sultanı Emir Sultan
(Emir Sultan: Bursa’s Sultan of Hearts)
- Author(s):Hüseyin Algül
- Language:Turkish
- Subject(s):Political history, Social history, Islam studies, 13th to 14th Centuries, 15th Century, The Ottoman Empire
- Page Range:77-80
- No. of Pages:4
- Keywords:Emir Sultan; Ottoman Empire; Bursa;
- Summary/Abstract:Seyyid Şemseddin Muhammed b. Ali el-Hüseynî el-Buhârî-Emir Sultan Hazretleri, on beşinci asır Türkiye’sinin halk muhayyilesine en fazla mâlolmuş çehresidir. Emir Sultan, Osmanlı Sultanlarından Yıldırım Bayezid, I. Mehmed (Çelebi Mehmed) ve II. Murad devirlerinde Bursa’da yaşamış ünlü bir mutasavvıftır. Seyyid Şemseddin Muhammed-Emir Sultan, yaklaşık 1368’lerde Buhara’da doğdu. Kaynaklar Hz. Hüseyin neslinden geldiğini belirtirler. Bu yüzden kendisine “el-Hüseynî, esSeyyid” denilmiştir Babası, Buhara’lı ünlü mutasavvıflardan Seyyid Ali’dir. Bu zat, Seyyid olduğu için “Emîr”, geçimini karşılamak üzere çömlekçilik yaptığından dolayı “Külâl” diye tanınır. Emir Sultan Hazretlerinin, ilk eğitimini babası Emîr Külâl ve çevresindeki ilim - irfan sahibi seçkin şahsiyetlerden aldığı, iyi bir tahsil gördüğü, tasavvufî terbiyeyi de küçük yaşlarda edindiği söylenebilir. Dolayısıyla o, çocukluk yıllarını Buhâralı mutasavvıfların, erenlerin ve âlimlerin sohbetlerini dinlemek suretiyle geçirmiştir.
Bursa’nın Kadim Semti Hisar’da Vakıflarıyla Yaşayan İnsan
Bursa’nın Kadim Semti Hisar’da Vakıflarıyla Yaşayan İnsan
(A Man Living with His Foundations in Hisar, the Ancient Neighborhood of Bursa)
- Author(s):Saadet Maydaer
- Language:Turkish
- Subject(s):Regional Geography, Local History / Microhistory, Rural and urban sociology, The Ottoman Empire
- Page Range:81-85
- No. of Pages:5
- Keywords:Bursa; Ottoman Empire; Ottoman neighborhood;
- Summary/Abstract:Osmanlı şehrinde mahalle, birbirini tanıyan, birbirlerinin davranışlarından bir ölçüde sorumlu, sosyal dayanışma içinde olan kişilerin oluşturduğu topluluktur. Bu kişilerin toplanma yeri genellikle mahallenin merkezi sayılan mesciddir. Hatta bu nedenle Osmanlı mahallesinin bir tanımı da “aynı mescidde ibadet eden cemaatin aileleriyle birlikte yerleştikleri şehir kesimi” şeklinde yapılmıştır. Bu, aynı zamanda mahallede dinî açıdan homojen bir yapılanma olduğu anlamını taşımaktadır.
Ulu Cami’nin İnşa Döneminde Bursa’da Sosyo-Kültürel ve İlmî Hayat
Ulu Cami’nin İnşa Döneminde Bursa’da Sosyo-Kültürel ve İlmî Hayat
(Socio-Cultural and Scientific Life in Bursa During the Construction Period of the Grand Mosque)
- Author(s):Osman Çetin
- Language:Turkish
- Subject(s):Cultural history, Architecture, Islam studies, Culture and social structure , Sociology of Culture, 13th to 14th Centuries
- Page Range:87-95
- No. of Pages:9
- Keywords:Bursa Grand Mosque; Ulu Cami; Bursa; Socio-Cultural life; Scientific Life;
- Summary/Abstract:Bursa Ulu Camii, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan tam yüz yıl, Bursa’nın fethinden de yetmiş üç yıl sonra yapıldı. Bu bir asırlık süre nereden bakılırsa bakılsın Osmanlı devlet ve toplumunun sürekli gelişme gösterdiği bir dönem olarak tarihte yerini aldı. 1394-1399 yılları arasında inşa edilmiş olan bu güzel mabet, yirmi kubbe ile kapatılan geniş ve ferah iç mekânıyla Selçuklulardan beri süregelen “Ulu Cami” tipinin en son ve en güzel örneklerinden biridir. İnşasının bitiminden üç yıl sonra devletin başına gelecek yıkım, halkın içine sürükleneceği sosyal çalkantılar, hatta bizzat Ulu Cami’nin uğrayacağı saldırı ve tahribat yine de bu mühim esere kıymetinden bir şey kaybettirmedi ve o eser, nadide bir mücevher gibi kuşaktan kuşağa korunarak bu günlere geldi.
Süleyman Çelebi’nin Mevlidi: Bursa İnsanının Bilinç İhyası
Süleyman Çelebi’nin Mevlidi: Bursa İnsanının Bilinç İhyası
(Suleyman Celebi’s Mawlid: The Revival of Consciousness of the Bursa People)
- Author(s):Cağfer Karadaş
- Language:Turkish
- Subject(s):Islam studies, 13th to 14th Centuries, 15th Century, The Ottoman Empire
- Page Range:97-104
- No. of Pages:8
- Keywords:Mawlid; Süleyman Çelebi; Ottoman Empire; Islam;
- Summary/Abstract:Asıl adı Vesîletü’n-Necât olan Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i gerçeklerden yola çıkan, temsilî yönü bulunan, intak ve teşhis sanatını yoğun kullanan, duygu ve heyecan dünyasına hitap eden, esas olarak toplumsal bilinci ihya etmeyi hedefleyen mesnevî türü manzum bir eserdir. O, bir aşığın hayal hanesi, hisli nefesi, içten bir sesi, eşsiz namesidir. Maşuk ise kâinatın efendisi, Rahmanın sevgilisi, müminlerin bir tanesi, Rahmet Nebisi’dir. Süleyman Çelebi yeni yurt edinilen topraklarda var olma derdi ve davasında olan bir toplumun ferdiydi. Üstelik Ankara savaşı sonrası Osmanlı’nın Timurlulara yenilgisi sonucu oluşan büyük karmaşanın tam ortasındaydı. Bu karmaşanın en yoğun yaşandığı yerlerin başında Bursa geliyordu. İşte böyle bir karmaşa ortamında bulunan topluma en güzel örnek şahsiyet olan Hz. Muhammed Mustafa’yı hatırlatmak çok kıymetliydi. Bir o kadar kıymetli olan da bu hatırlatmanın edebî güzellik sadelik ve duygu yoğunluğu içinde yapılmasıydı. Bu aynı zamanda küllenmiş bilinci ortaya çıkarmak diğer bir deyişle Bursa insanına yönelik yeni bir bilinç ihyası hamlesiydi. Nitekim verimli kılmak ve iyi ürün almak için toprağı işlemek ve ardından tohum ekmek ne kadar önemliyse, toplumu oluşturan fertlerde bilinç ihyası, zihniyet aşılaması, duygu dünyası kurma çabası, birlik ve beraberlik kültürü oluşturma gayreti de bir o kadar önemlidir. Bunun için inanç, sevgi ve heyecan gerekiyordu. Bunun anlamı Yaratıcıya inanç, yaratılana sevgi ve toplumda birlikbütünlük heyecanı oluşturmadır. Çelebi de tam bunu yapmak istemiş; Mesnevî’sine yaratıcımız olan Allah inancıyla başlayıp, yaratılanların en şereflisi, yegâne önderimiz, örneğimiz ve peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sevgini işlemiş ve bu topraklarda birlik-bütünlük heyecanı oluşturmayı hedeflemişti. O, çağlar boyu terennüm edilen bu kıymetli eserini Bursa’nın Uu Camii’nde kaleme almıştı.
Bursa’nın Dervişleri
Bursa’nın Dervişleri
(Dervishes of Bursa)
- Author(s):Mustafa Kara
- Language:Turkish
- Subject(s):Local History / Microhistory, Islam studies, Sociology of Religion
- Page Range:105-113
- No. of Pages:9
- Keywords:Dervish; Bursa; Islam;
- Summary/Abstract:Mimarları derviş olan Tasavvuf tarihine bir bütün olarak bakıldığı zaman iki temel kurumla karşılaşılır: Tekke ve Tarîkat. Hicrî ikinci asırla birlikte kurulmaya başlanan tekkeler, tasavvufî hayatın sûfîler tarafından inşa edilen özel müesseseleridir. Bu müesseseler, sûfîleri yetiştirmiş, sûfîler de tekkeler kurarak bu düşüncenin yaygınlık kazanmasını temin etmişlerdir. Mutasavvıflar bu merkezlerde dervişlerin tasavvufî hayatlarına yön vermiş, sohbet ve eserleriyle bu düşünme ve yaşama tarzını insanlara sunmuşlardır.
Bursa Osmanlı Esnafı
Bursa Osmanlı Esnafı
(Bursa Ottoman Tradesmen)
- Author(s):Mustafa Asım Yediyildiz
- Language:Turkish
- Subject(s):Economic history, International relations/trade, The Ottoman Empire
- Page Range:115-119
- No. of Pages:5
- Keywords:Bursa; Ottoman Empire; Tradesmen;
- Summary/Abstract:Osmanlı toplum yapısı üzerinde yapılan tarihi araştırmalar, bu toplumun temelde iki ana kesimden meydana geldiğini ortaya koymaktadır. Bunlardan birincisi yönetici sınıfı teşkil eden askeri kesim, diğeri ise yönetilenlerden oluşan reaya kesimidir. Burada yönetici kesimi teşkil eden askeri sınıf üzerinde durulmayacak sadece reayanın genellikle şehirlerde yaşayan, ticaret ve imalat ile geçimini sağlayan vergiye tabi esnaf zümresi ele alınacaktır.
Bursa’da İhtida ve Mühtediler
Bursa’da İhtida ve Mühtediler
(Conversion and Converts in Bursa)
- Author(s):Osman Çetin
- Language:Turkish
- Subject(s):Social history, Islam studies, Politics and religion, The Ottoman Empire, Sociology of Religion
- Page Range:121-128
- No. of Pages:8
- Keywords:Conversion; Converts; Bursa;
- Summary/Abstract:“Bursa” adı Bitinya kralı Prusias’tan gelmektedir. İlkçağlarda Anadolu’ya gelen kavimlerden biri olan Bitinyalılar, kuzeyden gelerek Bursa çevresi ile Sakarya havzasına yerleşmişlerdi. M. Ö. 377’den 74’e kadar 303 yıl varlığını sürdüren Bitinya krallığının en önemli şehirleri İzmit, İznik ve Bursa’dır. Ünlü Kartacalı komutan Anibal, Romalılara yenilince Bitinya krallığına sığınmış ve rivayete göre Kral Prusias’ın emriyle Bursa hisarını yapmıştı. Bursa surları Bitinyalılar tarafından yapılmakla birlikte Bizanslılar devrinde tamir ve ilâveler görmüştür. Evliya Çelebi’nin, çevresinin on bin adımdan ibaret olduğunu bildirdiği bu orta hâlli Bizans kasabası iki bin ev, yedi mahalle, yedi kilise veya manastır, bir hamam, bir çarşı ve yirmi dükkândan oluşuyordu. Dinî yapıların en büyüğü Türklerin Gümüşlü Kümbet dedikleri Osman ve Orhan Gazi türbelerinin bulunduğu yerdeki Saint Elie Manastırı’ydı. Orhan Gazi’nin fethettiği Bizans devri Bursa’sı surlarla çevrili bulunan kısımdan ibarettir. Bir zamanlar bu surlar Hisarkapı, Kaplıcakapı, Zindankapı ve Yerkapı (Bab-ı Zemin) ile dışarıya açılıyordu. Pınarbaşı’nda Sukapı adı ile bilinen başka bir kapı daha vardı. Yakın zamana kadar yıkık veya harap olan bu kapılar ve sur duvarları yeniden yapılmış veya tamir edilmiştir.
Bursa’da Gayrimüslimler
Bursa’da Gayrimüslimler
(Non-Muslims in Bursa)
- Author(s):Ali İhsan Karataş
- Language:Turkish
- Subject(s):Christian Theology and Religion, Jewish studies, Islam studies, The Ottoman Empire, Sociology of Religion
- Page Range:129-131
- No. of Pages:3
- Keywords:Bursa; Non-Muslims; religion;
- Summary/Abstract:Bursa, Osmanlı tarihi boyunca çeşitli etnik ve farklı dine mensup toplulukların yaşadığı bir şehirdir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren Bursa’da Müslümanlarla birlikte Rumlar, Yahudiler, Emeniler ve daha pek çok ırk ve dine mensup gayrimüslimler de şehrin sakinleri olmaya devam ettiler. Fetih öncesinde Bursa’nın sakinleri büyük ölçüde Rumlardan oluşmaktaydı. Fetihten sonra Rumlardan bir kısmı ayrılsa da diğer bir kısmı şehirde kaldılar.
Bursa’da Sürgünler
Bursa’da Sürgünler
(Exiles in Bursa)
- Author(s):Ali İhsan Karataş
- Language:Turkish
- Subject(s):Government/Political systems, Politics and society, Criminology, The Ottoman Empire
- Page Range:133-137
- No. of Pages:5
- Keywords:Exiles; Bursa; crime;
- Summary/Abstract:Osmanlı Devleti‘nde sürgün konusunda iki farklı uygulama dikkat çekmektedir. Bunlardan ilki yeni fethedilen yerlerin şenlendirilmesi amacıyla bazen gönüllü bazen de cebri olarak iskân edilmek üzere gönderilenler, ikincisi ise işledikleri suçlar sebebiyle cezalandırılmak üzere sürgün edilenlerdir. İskân, belli toplulukların önceden tespit edilen merkezlere planlı bir şekilde yerleştirilmeleridir. Fethedilen bir yerin hâkimiyet altında tutulması, oranın nüfus, inanç, kültür ve iktisadî yapılarının değişmesiyle yakından ilgilidir. Diğer devletlerde olduğu gibi Osmanlı Devleti‘nin de fethedilen yerlerin Müslümanlaştırılması, fetih sırasında halkın şehirleri terk etmesi veya başka sebeplerle boşalan yerleşim merkezlerinin canlandırılması ve verimli hale getirilmesi için aralarında sürgün yönteminin de bulunduğu güçlü bir iskân politikası vardı. Söz konusu amaçlarla değişik meslek erbabından pek çok aile belli kurallar dâhilinde ele geçirilen yerlere iskân edilmişlerdir. Yeni yurtlarına gidecek ailelere arazi vermek ve vergilerden muaf tutulmak suretiyle bu işlem cazip hale getirilmeye çalışılmıştır.
Bursa’da Köle ve Cariyeler
Bursa’da Köle ve Cariyeler
(Slaves and Concubines in Bursa)
- Author(s):Ali İhsan Karataş
- Language:Turkish
- Subject(s):Sociology, Islam studies, The Ottoman Empire, Social Norms / Social Control
- Page Range:139-142
- No. of Pages:4
- Keywords:Slaves; Concubines; Bursa; Slavery;
- Summary/Abstract:Çok eski zamanlardan beri hemen her toplumda mevcut olan kölelik, İslâmiyet’ten sonra da devam etmiştir. İslâm dininde kölelik, reddedilmemekle birlikte sınırları belli olan hukuki bir yapıya kavuşturulmuştur. Kur’an ayetleri ve hadislere göre şekillenen İslâm hukukunda, hukukî, iktisâdi ve sosyal bakımdan hür insanlardan farklı ve “velâyet, şehâdet ve kazâdan hükmen (hukuken) âciz ve mülkiyet hakkından mahrum olan kimse” anlamındaki kölelerle ilgili düzenlemeler yapılırken, onların hakları gözetilmiş ve daha insanî muamele ortamı sağlanmıştır. Bakara Suresi 177. âyetinde “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakîler ancak onlardır” buyurulmaktadır. Hz. Peygamber (sav) de gerek bizzat kendi uygulamalarında gerekse sözlerinde, köle ve cariyelerin de bir insan olduğunu dikkate alarak onlara aile fertlerinden biriymiş gibi muamele edilmesi gerektiğini vurgulamıştır: Köleleriniz kardeşlerinizdir. Allah onları ellerinizin altına koymuştur. Kardeşi eli altında olan ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara kaldıramayacakları yük yüklemeyin, şayet yüklerseniz onlara yardım edin”.
Bursa Dağ Yöresi İnsanlarının Tarihi ve Kültürü
Bursa Dağ Yöresi İnsanlarının Tarihi ve Kültürü
(The History and Culture of the People of Bursa’s Mountain Region)
- Author(s):Adem Apak
- Language:Turkish
- Subject(s):Cultural history, Regional Geography, Local History / Microhistory, Social history, Cultural Anthropology / Ethnology, Culture and social structure
- Page Range:143-145
- No. of Pages:3
- Keywords:Bursa’s Mountain Region; people; history; culture;
- Summary/Abstract:Bursa Dağ Yöresi denildiğinde günümüzde Uludağ’ın güney ve güney batı kısımlarına tekabül eden Orhaneli, Büyük Orhan, Harmancık ve Keles ilçeleri akla gelmektedir. Burada yaşayanlar da Türkmen veya Dağlı olarak da isimlendirilmektedir. Bununla birlikte Bursa’da Türkmenler veya Yörükler sadece bu ilçeler içinde yaşamamaktadırlar. Başta Uludağ etekleri olmak üzere Bursa’nın hemen her ilçesinde Yörükler dağınık vaziyette farklı coğrafyalarda yaşamaktadırlar. Ancak yukarıda adı geçen Dağ ilçeleri kuruluşlarından itibaren dışarıdan sınırlı derecede göç almış olmaları sebebiyle asırlar boyu Türkmen kültür ve hayat tarzını devam ettirdikleri için Bursa söz konusu olduğunda Yörük Türkmen unsur ve kültürünün temsilcisi olarak kabul edilmişlerdir. Nitekim bu ilçeleri içinde barındırmak üzere Bursa’da Dağ-Der (Dağ Yöresi Kalkınma ve Dayanışma Derneği) adıyla köklü bir hemşeri kültür ve dayanışma derneği de faaliyet göstermektedir. Bursa’daki dağ ilçeleri Orhaneli, Büyük Orhan, Harmancık ve Keles olarak bilinmekle birlikte esasından bu yöreler uzun asırlar boyu Orhaneli ismi altında anılmışlardır. Orhaneli’nden 1953 yılında Keles ilçesi ayrılmış, aynı şekilde 1987’de Harmancık ve Büyük Orhan ilçeleri de yine Orhaneli ilçesinden doğmuştur. Bu sebeple aslında adı geçen ilçelerin tarihinden bahsetmek Orhaneli tarihinden bahsetmek anlamına gelir.
Bulgaristan Muhacirleri
Bulgaristan Muhacirleri
(Bulgarian Immigrants)
- Author(s):Vejdi Bilgin
- Language:Turkish
- Subject(s):Sociology, Cultural Anthropology / Ethnology, Migration Studies, Asylum, Refugees, Migration as Policy-fields
- Page Range:147-152
- No. of Pages:6
- Keywords:Bulgaria; Immigrants; Migration studies;
- Summary/Abstract:Muhacir denildiğinde umûmen Balkanlardan ve Kafkaslardan göç edenler anlaşılsa da özel olarak çoğunlukla Bulgaristan ve daha az oranda diğer Balkan ülkelerinden göç edenler anlaşılır. Bu göçmenler Arnavut, Boşnak, Gürcü, Çerkez gibi etnik bir kimliğe sahipseler de halk arasında muhacir olarak değil, kendi etnik isimleriyle bilinirler. Muhaceret veya muhacirlik aslında yanlış bir kullanımdır. Çünkü Türkler açısından bakıldığında son 150 yıldır yaşanan şey, evi terk edip yeni bir bölgeye geçmek değil, eve dönmektir. Esas muhaceret Orta Asya’dan başlayıp Balkanlara kadar süren uzun süreçtir. Son zamanlarda yaşanan durum ise Balkanlardan Anadolu’ya zorunlu dönüşdür. Bu dönüş dilimizde muhaceret olarak ifade edilmiş ve uzun süre öylece kalmıştır. Şu anda göç ve göçmen kavramları kullanılsa da muhacirler ve onların çocukları halk arasında –yerel telaffuzla- hâlâ “ma:cır” olarak bilinir.
Batı Trakya Göçmenleri
Batı Trakya Göçmenleri
(Western Thrace Immigrants)
- Author(s):Remzi (Hasan) Yeprem
- Language:Turkish
- Subject(s):Regional Geography, Migration Studies, Asylum, Refugees, Migration as Policy-fields
- Page Range:153-157
- No. of Pages:5
- Keywords:Western Thrace; Immigrants; Migration studies;
- Summary/Abstract:Batı Trakya, Karadeniz Marmara ve Ege denizleriyle balkan Rodop dağları silsilesi arasında kalan ve “Trakya” adı verilen coğrafyanın batı kesimini ifade eder. Türkiye – Yunanistan sınırını oluşturan Meriç nehrinden itibaren batıya doğru Dedeağaç, Gümülcine ve İskeçe olmak üzere üç vilayetten oluşur. Karasu nehri batıdaki sınırdır. Rodop sıradağları Batı Trakya’nın kuzeyini ve Yunan – Bulgar sınırını oluşturur. Güneyde Ege denizi vardır. Batı Trakya bugünkü Yunanistan’nın en doğu coğrafi bölgesini oluşturur. Toplam 8578k m2 alanı olan Batı Trakya verimli ovaları, ormanları ve bol suları olan stratejik ve değerli bir coğrafyadır. Batı Trakya’da bugün yaklaşık 400.000 nüfus yaşamaktadır. bunun 130.00 ile 150.000 kadarı Türk ve Müslümandır.
Batum Göçmenleri
Batum Göçmenleri
(Batumi Immigrants)
- Author(s):Süleyman Uludağ
- Language:Turkish
- Subject(s):Regional Geography, Migration Studies, Asylum, Refugees, Migration as Policy-fields
- Page Range:159-162
- No. of Pages:4
- Keywords:Batumi; Immigrants; Migration studies;
- Summary/Abstract:Batum’dan göç edenler tamamı olmasa da genel itibariyle Gürcülerden oluşmaktadır. Burada ifade edilen Gürcülerden maksat Artvin ilini de içine alan Acara Bölgesindeki Müslüman Gürcülerdir. Her ne kadar bu halk Türkiye’de Gürcü olarak bilinirse de bunlar kendilerini Çveneburi (Çveneburabi) veya Acar (Acarabi/Adcharebi) veya Müslüman Gürcü şeklinde isimlendirirler. Bu suretle çoğu Ortodoks Hıristiyan olan ve Kartveli (Kartvelebi) denilen Gürcülerden kendilerini ayırırlar ve Kartveli olduklarını kabul etmezler. Çünkü Kartveli Hıristiyan Gürcü anlamına da gelmektedir.
Arnavutların Anadolu’ya Göçü: Bursa Arnavutları Örneği
Arnavutların Anadolu’ya Göçü: Bursa Arnavutları Örneği
(Albanian Migration to Anatolia: The Example of Bursa Albanians)
- Author(s):Enes Idriz
- Language:Turkish
- Subject(s):Regional Geography, Migration Studies, Asylum, Refugees, Migration as Policy-fields
- Page Range:163-167
- No. of Pages:5
- Keywords:Albanian Migration; Migration studies; Anatolia;
- Summary/Abstract:Göç olgusu insanların toplu bir şekilde yaşam sürmeye başladığı en eski çağlardan itibaren toplumların gündeminde olan bir davranış biçimi olduğu söylenebilir. Göçlerin farklı dönemlerde değişik formlarda ve motivasyonlarla ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Göç kavramı üzerinde değişik sosyolojik tanımlar ve formülasyonlar söz konusudur. Biz burada en yalın hali ile kişilerin veya toplulukların yaşadıkları diyarlardan belli bir süreliğine veya dönmemek üzere ayrılmalarını kastetmekteyiz. Burada değineceğimiz Arnavut milleti için bu iki davranış biçimi hem geçmişte hem de günümüzde söz konusudur. Genel olarak göçleri tetikleyen dinamizm, siyasi, ekonomik, dini ve sosyal karaktere sahiptir. Tabiî olarak bireysel farklı etkenlerden de söz etmek mümkündür. Arnavut toplumunun göç meselesi günümüz Balkan Coğrafyasında yaşanan pek çok siyasi tartışmanın sebebi olarak karşımıza çıkar. Hatta Yugoslavya’nın dağılmasından sonra müstakil olarak ortaya çıkan başta Sırbistan, Makedonya, Kosova gibi devletlerin geçmişten akseden sorunların da altında göç olgusu yatmaktadır diyebiliriz.
Bursa Mezarlıkları ve Sakinleri
Bursa Mezarlıkları ve Sakinleri
(Bursa’s Cemeteries and Those Who Rest There)
- Author(s):Hasan Basri Öcalan
- Language:Turkish
- Subject(s):Customs / Folklore, Regional Geography, Sociology, Culture and social structure
- Page Range:169-180
- No. of Pages:12
- Keywords:Cemeteries; Bursa;
- Summary/Abstract:İnsanoğlu vefat edince toprak ona kucak açar ve bu kucağa mezar diyoruz. Mezar, kişinin dünya hayatından gerçek anlamda geriye kalan tek ve son izidir. Başka eserleriyle anılan kimselerin bırakacağı iz mezardan ibaret olmayabilir ama mezar herkesin kendi izi olarak dünyaya diktiği bir işaret taşıdır ve herkesin bu taşı dikmeye hakkı vardır İnsanlık tarihi boyunca çeşitli şekil ve formlarda mezar türleri ortaya çıkmıştır. Dünyada, bizden önce yaşamış hemcinslerimizin bize bıraktıkları bu küçük ama anlamlı sembolleri korumak önce insanlık adına, sonra kendi adımıza güvenli bir dünyada olunduğunun huzurunu hissettirir. Eski çağlardan beri insanların mezarlara yükledikleri anlamlar değişse ve tartışılsa da mezarlara verdikleri önem anlamsız değildir. Mezarları önemsemek insanlığın müşterek değerlerinden biri olup her çağda, her dinde ve her kültürde karşımıza çıkmaktadır. Mezarlar ve mezarlıklar kimi zaman ölümün karşısına dikilen adeta ölümsüzlük anıtları gibi, kimi zaman da ölümün önünde diz çöken teslimiyet sembolleri gibi birbirine benzemeyen niyet ve duruşların taşlaşmış biçimleridir. Kültürler başka konularda olduğu gibi mutlaka ölüm gibi temel bir konu üzerinde de değerler ve tutumlar geliştirirler. Bu tutumların mezarlara ve mezarlıklara yansıması doğaldır. Hatta mezarlara ve mezarlıklara karşıt oluşan tutum da yine bir kültür, inanış ya da ideoloji sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Kaynaklar
Kaynaklar
(References)
- Author(s):Author Not Specified
- Language:Turkish
- Subject(s):History, Social Sciences, Bibliography
- Page Range:181-184
- No. of Pages:4
- Keywords:References; Resources;